Denizli Devlet Hastanesi Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Özgür Dal, deriyle ilgili iyi huylu ve kötü huylu deri lezyonlarının ayrımının yapılmasının, Plastik Cerrahide en sık karşılaşılan durumlardan bir tanesi olduğunu vurgulayarak özellikle kötü huylu deri lezyonları konusunda bilgilendirici bir açıklamada bulundu.
Deri lezyonlarının büyük çoğunluğunun iyi huylu halk arasında ben denilen nevüsler olduğunu, ailesel (aile içinde farklı bireylerde) oluşabileceği gibi ailede başka bireylerde olmaksızın da ortaya çıkabileceğini dile getiren Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Özgür Dal, sayılarının bir tane olabileceği gibi çok sayıda da olabileceğini, ailesel olanların sıklıkla ergenlik dönemine kadar belirirlerse de genel olarak her yaşta ortaya çıkabileceklerini söyledi.
Lezyonların kolayca görülmesi, yavaş büyümesi, uzun süre lokalize kalması nedeniyle, özel¬likle erken teşhis ve tedavi edilen deri lezyonlarının metastaz (uzak bölgelere yayıl¬ma) riskinin azaldığını belirten Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Özgür Dal, bu ne¬denle kişilerin, iyileşmeyen yaraları ve¬ya sivilce benzeri yeni çıkan şüpheli lezyonları tespit ettiklerinde hekime mutlaka gitmeleri gerektiğini söyledi. Dal, risk grubundaki kişileri ise şöyle sıraladı:
• Açık ve sarı tenli bireyler
• Vücudunda 50’den fazla ben olanlar
• Benlerinin çapı 5mm’den büyük olanlar
• Vücudunda çok sayıda koyu renkli deri lezyonu olan kişiler
• Vücudunda uzun zamandır iyileşmeyen açık yara olanlar
• Birinci derece yakınında kötü huylu deri kanseri olan kişiler
• Çilli kişiler
• Uzun yıllar güneş altında çalışmış (çiftçi, inşaat işçisi, uzun yol şoförü vb.) kişiler
• Uzun zamandır mevcut deri lezyonunun özelliklerinde (boyut, renk, şekil, kanama, ağrı) son zamanlarda hızlı değişim olanlar
• Küçük yaşta yanmış yaşlı kişilerde yanık yerlerinde yeni ortaya çıkan açık yarası olanlarda kötü huylu deri lezyonu görülme sıklığı yüksektir” dedi.
Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Özgür Dal, kötü huylu deri kanserlerinin büyük çoğunluğunun, erken teşhis ve tedavi yapıldığı takdirde vücuttaki diğer kanser türlerine göre ölümcül olmadığını ancak gecikmiş tanı ve tedavi durumlarında hayat kalitesinde düşme ve yaşam süresinde kısalmaya neden olabileceğini ifade etti. Dal: “Bende asimetri olması, yani benin ortasından geçen bir çizgi ile ayrılan iki yarısının birbirine benzememesi, ben sınırlarının düz değil de düzensiz ya da girintili çıkıntılı olması, bendeki renklerin birden fazla tonda olması, alacalı pigmentasyon olması, benin çapının 6 mm’den fazla olması (pratik olarak kurşun kalem silgisi çapından daha büyük olması), benin deri yüzeyinden kabarık olması gibi durumlar kötü huylu deri lezyonlarının önemli özellikleridir. İyi huylu deri lezyonlarının hepsinin ameliyat gerekliliği yokken bazı iyi huylu deri lezyonlarının ilerleyen zamanlarda kötü huyluya dönüşme riski mevcut olduğu zamanlarda ameliyatla alınması gerekebilir. Bu ameliyatların büyük kısmı lokal anestezi ile yapılabilmektedir. Kötü huylu deri kanserlerinin büyük çoğunluğu, erken teşhis ve tedavi yapıldığı takdirde vücuttaki diğer kanser türlerine göre ölümcül değildir. Ancak gecikmiş tanı ve tedavi durumlarında hayat kalitesinde düşme ve yaşam süresinde kısalmaya neden olabilir. Uzman hekim tarafından kişide var olan şüpheli lezyonlar 3 ay ile 1 yıl arasındaki kontrol süreleri ile takip edilirler. Bu takiplerde belli aralıklarla tüm vücut fotoğraflaması ve gerekirse dermoskopik inceleme (derinin ışık ve büyütme sistemleriyle incelenmesi) ve takip de yapılır” şeklinde konuştu.
Hayat boyu güneşten korunma ile ilgili önlemlere uyulması gerektiğini vurgulayan Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Özgür Dal, özellikle açık tenli kişilerin 50 faktörü üzeri güneş koyucu krem ve güneş ışınlarından koruyucu özelliği olan kıyafetler kullanmasını, yılda en az iki kez ayna karşısına geçip vücudunda şüpheli özelliklere sahip lezyonlar açısından kendini muayene etmesi ve hekiminin belirlediği aralıklarda kontrole gitmesini önerdi.