CHP Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Avukat Gülizar Biçer Karaca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı.
‘Kadınların tüm dünyada yaşamın her alanında verdikleri eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesinin ve kadın emeğinin simgesi 8 Mart’ta kadınlar seslerini yükseltiyor. İçinde yaşadığımız dünyaya, topluma ve yaşam alanlarımıza sahip çıkan kadınlar yalnızca siyasal değil toplumsal ve sosyal haklarının ellerinden alınmaması için itirazlarını dile getiriyor. Sistemli saldırıların hedefine konan kadın hareketi; mücadele geçmişinden aldığı gücünü, eşit ve özgür bir geleceği var etmek için büyütüyor.
Kadına yönelik her türlü şiddetin artarak devam ettiği, kadınların yaşam hakkının ellerinden alındığı, kadın cinayetlerinin, cinsel saldırı ve tecavüzlerin önlenemediği, kadına yönelik ayrımcılığın giderek kurumsallaştırıldığı ülkemizde; istihdam politikalarında dışlanan, iş yerlerinde düşük ücretle güvencesiz çalışmak zorunda bırakılan, ekonomik krizde ilk önce işten atılan yine kadınlar… ‘Tek Adam’ rejiminde kadın düşmanı politikalarla, söylemlerle kadın haklarına saldıranlar, İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açıp nafaka hakkını gasp etmeye çalışıyor. Kazanılmış hakların elimizden alınmaması için dayanışmayla mücadele etmeyi sürdürmek büyük önem taşıyor.
Devlet; tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerin yükümlülüklerini yerine getirmek, 6284 sayılı yasanın etkin uygulanmasını sağlamak, etkin önleme ve izleme ağını kurmak, veri sistemi oluşturarak önleyici mekanizmaları hayata geçirmek zorundadır. Bu yükümlülüklerden kaçmanın mümkün olmadığı, birbiriyle çelişen söylemlerin yetersizliği, yaşanan kadın cinayetleriyle apaçık ortadadır. 8 Mart dolayısıyla bir kez daha hatırlatmak isteriz: İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmak değil, Sözleşmeyi etkin uygulamak için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak zorundayız. Sığınma evlerinin sayısını ve niteliğini arttırmak, cinsel şiddet kriz merkezlerini açmak, her türlü şiddete dair ulusal verileri tutmak ve bu doğrultuda şiddetin önlenmesi mekanizmalarını oluşturmak, kamu politikalarında toplumsal cinsiyet eşitliğini anaakımlaştırmak, şiddete uğrayanların ulaşabileceği telefon hattını oluşturmak, yargı mensupları başta olmak üzere farkındalık çalışmalarını organize etmek, ısrarlı takibin Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanmasını sağlamak, kadın cinayetlerinde haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulamasından vazgeçilmesini hayata geçirmek İstanbul Sözleşmesi’nin izleme heyeti olan GREVİO’nun tavsiyeleri arasında yer almakta, yükümlülük gereği hayata geçirilmeyi beklemektedir.
Kadınların sadece kadınlarla ilintilendirilen alanlara hapsedilmemesi, karar mekanizmalarında yer alan kadınların artması ayrı bir önem taşıyor. Biz kadınlar tarlada, sokakta, işyerinde, evde, yaşam alanları savunusunda, her an emeklerimizle varız ve emeğimizin yok sayılmasına izin vermeyeceğiz. Parlamentonun, yerel yönetimlerin, kamu kurumlarının atılan her adımda, hayata geçireceği her projede, belirlenecek her bütçede bu adımın kadınlar için ne getirip ne götüreceğini, ihtiyaçları karşılamaya dönük olup olmadığını, eşitsizliği besleyip beslemediğini ölçüp biçmesi gerekiyor. Bu bilinçle eşit, demokratik bir toplumu inşaa edebiliriz. Tüm engellemelere, eşitsizlik ve zorluklara rağmen, kamusal alandan çıkarılıp evlere hapsedilmeye çalışılan, yaşam haklarını tehdit eden politikalara karşı kadınlar; dayanışmayla mücadelelerini hep bir adım ileriye taşıyacak. Kadınların eşit yurttaşlık mücadelesi, ülkemizde demokrasinin ve hukuk devletinin yeniden inşa edilmesinin öncüsü olacaktır. Gelecek güzel günlerde; kadınların özgür olduğu ülkeyi hep birlikte inşaa edeceğiz.