Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) ev sahipliğinde düzenlenen “11. Avrupa Jeotermal Doktora Günü” etkinliğine çağrılı konuşmacı olarak katılan Türkiye’nin en deneyimli yer bilimcileri arasında gösterilen ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Türkiye’nin jeotermal kaynakları ve deprem konularında önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de bu yıl ilk kez düzenlenen “11. Avrupa Jeotermal Doktora Günü”, etkinliği Dünya’nın farklı ülkelerinden jeotermal alanında çalışma yapan araştırmacıları PAÜ’de bir araya getirdi. Açılışın ardından yapılan sunumlarda alanında uzman araştırmacılar, yaptıkları çalışmaları ve elde ettikleri sonuçları katılımcılarla paylaştı. Yer bilimleri alanında yaptığı çalışmalarla Türkiye ve Dünya’nın en deneyimli araştırmacılarından olan Prof. Dr. Ali Koçyiğit, bu etkinliğin PAÜ ev sahipliğinde yapılmış olmasının Jeotermal alanda PAÜ ile Dünya’nın diğer üniversiteleri arasında kurulacak bağın ilk adımı olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de jeotermal alanda yapılan bilimsel çalışmaların son 15 yıldır hız kazandığını hatırlatan Prof. Dr. Koçyiğit, jeotermalin ekonomiye de büyük katkı sağladığını belirtti. Jeotermal alanlar Türkiye özelinde incelendiğinde en ülkenin en doğusundan en batısına kadar Türkiye’nin her bölgesinde aktif fay bulunduğu için jeotermal sistemlerin yine Türkiye’nin hemen her bölgesinde jeotermal kaynağın bulunduğuna dikkat çekti. Jeotermal alanlar bakımından Türkiye’nin oldukça zengin bir bölge olduğunu söyledi.
Yer altında bulunan jeotermal hareketliliğin yeryüzüne ulaşabilmesi için fayların oldukça önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Denizli Grabeni onun devamındaki Büyük Menderes Grabeninin jeotermal alan bakımından zengin olduğunu ifade etti. Bu jeotermal alanların fay denetiminde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Türkiye’nin jeotermal zenginlik bakımından Dünya’da şu an dördüncü sırada olduğunu ancak ileride bu alanda yapılan çalışmaların arttırılması, farklı kaynakların araştırılması ile birinci sıraya yükselebileceğini dile getirdi. Jeotermal alanda çalışma yapacak genç araştırmacılara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Son dönemde Türkiye genelinde meydana gelen deprem aktivitesi konusuna da değinen Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Türkiye’nin tüm bölgelerinde aktif fayların bulunduğunu, geçtiğimiz ay Manisa’nın Akhisar ilçesinde yaşanan 5.4 büyüklüğündeki depremin ardından bölgedeki hareketliliğin devam ettiğini dile getirdi. O bölgedeki fay sekmentlerinin uzunluğuna bakıldığında daha büyük bir deprem beklemediğini söyleyen Prof. Dr. Koçyiğit, bölgenin en fazla 6.2 büyüklüğünde bir deprem üretebilecek fay uzunluğuna sahip olduğunu ifade etti.
Yine, Elazığ’da yaşanan 6.8 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak ise depremin, yüzeyde fay hattı boyunca yaklaşık 40 km’lik bir uzunlukta deformasyonlara neden olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ali Koçyiğit, bölgedeki sismik hareketliliğin yaklaşık üç ay daha devam edebileceğini, yakın bir zamanda başka büyük bir deprem beklemediğini belirtti. Bölgedeki o fayların 500 ya da 600 yılda bir, büyük bir deprem oluşturabileceğini söyledi.
Mekanik olarak faylarda biriken enerjinin ne seviyede olduğunun günümüzde yapılan ölçümlerle belirlenebildiğini belirten Prof. Dr. Ali Koçyiğit, ancak tam olarak ne zaman gerçekleşeceğinin bilinmediğini ancak yapılan çalışmalardan elde eden bulgulara göre geçtiğimiz günlerde Van’ın Başkale ilçesini de etkileyen depremin artçılarının yaklaşık 3 hafta daha devam edebileceğini sözlerine ekledi.