enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5208
EURO
36,1539
ALTIN
2.981,29
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli
Hafif Yağmurlu
23°C
Denizli
23°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
22°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
10°C
Pazar Parçalı Bulutlu
9°C
Pazartesi Açık
11°C

PAÜ, Bozkurt Depremi Hasarlarının Nedenlerini Açıkladı!

Denizli’nin Bozkurt ilçesinin Armutalan köyü yakınlarında meydana gelen depremde oluşan hasarları inceleyen Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar, hasar nedenleri ile ilgili geniş bir rapor hazırladı.

PAÜ, Bozkurt Depremi Hasarlarının Nedenlerini Açıkladı!
A+
A-

8 Ağustos 2019 tarihinde yerel saat ile 14:25 de meydana gelen, aletsel büyüklüğü (Mw) AFAD (2019) tarafından 6.0 ve yüzeyden derinliği 6.9 km, Kandilli Rasathanesi tarafından (Mw) 5.6 ve yüzeyden derinliği ve 8.9 km olarak açıklanan depremin bölgedeki yerleşim yerlerindeki kerpiç, briket ve tuğla ile yapılan yığma yapılarda ve betonarme yapılarda hasara neden olduğunu belirten Prof. Dr. Kumsar, “Deprem sonucu, özellikle Bozkurt ilçe Merkezi ve köylerinde, Çardak İlçe Merkezi ile bu ilçeye bağlı köylerdeki yapılarda ağır hasarlara, Çardak hava alanının bazı yapılarında da hafif hasarlara neden olmuştur. Meydana gelen deprem, uzunluğu yaklaşık 45km, genişliği yaklaşık 13km olan Acıgöl-Bozkurt çöküntü alanını sınırlayan eğim atımlı aktif normal fay parçalarından birinin kırılması sonucu meydana gelmiştir.” dedi.

Depremde oluşan hasarların nedenleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kumsar şunları kaydetti: “Depremin merkez üssüne yakın Armutalan köyü, Mecidiye, Avdan ve Hayrettinköy gibi yerleşim yerlerinde zemin yapısının sıkı, orta sıkı ve yer altı suyunun derinlerde olmasına rağmen delikli tuğla ve briket ile yapılmış yığma, kerpiç ve taşörme yapılarda önemli hasarlar meydana gelmiştir. Bu hasarların başlıca nedenleri, bu köylerin ana depremin merkez üssüne yakın olmaları, yapıların yığma ve kerpiç yapı olmasıdır. Acıgöl ovasının kenarında yer alan Tutluca köyü, Avdan köyünün yer aldığı yamaçlardan beslenen alüvyon yelpazesinin Acıgöl-Bozkurt ovasına giriş yaptığı orta sıkı ve az sıkı yapıdaki blok, çakıl kum, silt ve kil tortullarından oluşan bir zemin üzerinde yer almaktadır. Tutluca köyündeki hasarlar genellikle yığma ve kerpiç yapılardaki hasarlardır. Bu hasarlı yapılardan biri de, kerpiç ve taştan yapılmış bir yığma yapı olan Tutluca camisidir. Caminin minaresinde çatlama ve ötelenme meydana gelmiştir. Tutluca’daki betonarme yapılarda hafif hasarlar vardır. Tutluca köyündeki hasarların başlıca nedeni ise, deprem dalgalarının yayılması sırasında zemindeki büyütme etkisi ve zayıf yapı malzemesinin binalarda kullanılmasıdır.”

Depremin meydana geldiği bölgede yapılarda oluşan hasarların nedenlerine değinen Prof. Dr. Halil Kumsar şunları kaydetti: “Bozkurt İlçesi, Tutluca’dan gelen alüvyon yelpazesi tortullarının biriktiği düzlükte yer altı suyu içeren, az sıkı ve gevşek yapıdaki zeminlerin bulunduğu bir alanda kuruludur. Acıgöl sularının sülfat içerikli olmasından dolayı zeminde ve yer altı sularında sülfat miktarı yüksektir. Bozkurt ilçesi ve yakın köylerde kerpiç, briket ve delikli tuğla ile yapılmış yapılarda ve bazı betonarme binalarda hasarlar meydana gelmiştir. Çardak ilçesi de, Bozkurt ilçesi gibi gevşek yapıdaki alüvyon yelpazesinin ova kenarındaki bir düzlükte yer alır. Çardak ilçesi içinde de kerpiç, yığma ve bazı betonarme yapılarda hasarlar mevcuttur. Bozkurt ve Çardak ilçelerindeki hasarların nedenleri; yerleşim yeri zeminlerinin gevşek olması, yer altı suyunun zemin yüzeyine yakın olması, yer altı suyunun sülfat içeriğinin yüksek olmasından dolayı betonarme yapılarda betonda ve demir donatılarda korozyona ve dağılmaya neden olması, zemin yapısının gevşek olmasından dolayı zeminin büyütme değerlerinin yüksek olması ve deprem sırasında yapılara gelen dinamik yüklerde artışlar olması, zayıf yapı malzemesinin inşaatlarda kullanılmasıdır.”

Prof. Dr. Kumsar: “Deprem sonrası toz bulutlarının nedeni kum ocaklarındaki dik şevlerde kaymalar”

Acıgöl-Bozkurt ovası içinde yer alan Çardak Havaalanı’nın da bu depremden etkilendiğini belirten Prof. Dr. Kumsar, Bozkurt ve Çardak’taki hasarlara neden olan gevşek zemin yapısı, yer altı suyunun yüzeye yakın olması, zemin büyütme etkisi, Çardak hava alanı yapılarındaki hafif hasarların ana nedenlerinden olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Kumsar, “Çardak-Dazkırı arasındaki karayolu Maymundağı eteklerinden geçmektedir. Karayolunun dolgusu için Maymundağı eteklerindeki birikinti konisi tortulları kullanılmış ve yol güzergâhına serilerek sıkıştırılmış, sonrasında üzeri asfalt kaplanarak kaliteli karayolu inşaatı tamamlanmıştır. Yol dolgusu için açılmış olan çakıl ve kum ocaklarında derinliği 15 m’ye varan dik şevler oluşmuştur. Bu kum ocakları, karayoluna paralel olarak farklı noktalarda açılmıştır. Meydana gelen depremler sırasında, bu kum ocaklarındaki dik şevlerde kaymalar meydana gelmiş ve aynı anda geniş bir alanda toz bulutları oluşmuştur. Ayrıca, Maymundağı yamaçlarındaki kaya blokları çatlak sistemlerinden ayrılarak farklı noktalarda çok sayıda kaya düşmesi ve devrilmesi meydana gelmiştir. Bozkurt-Çardak ovası aktif faylarla şekillenmiş ve genişlemeye devam eden bir göl alanı olup, bu ovanın yarısına yakın alanı Acıgöl suları ile kaplıdır. Bu ovayı sınırlayan aktif faylar 6.5 büyüklüğüne kadar deprem üretme kapasitesine sahiptir. Dolayısıyla, Acıgöl, Bozkurt, Çardak hava alanı, Çardak Organize Sanayi alanı, Ova içindeki ve kenarındaki köylerdeki mevcut ve yeni gelişecek yapılaşmalarda bu deprem gerçeği, bölgenin jeolojik yapısı, ayrıntılı jeolojik ve jeoteknik araştırmalar, hidrojeoloji ve su kimyası detaylı olarak çalışılmalı, zeminlerin fiziksel, mekanik ve dinamik özellikleri belirlenerek mikrobölgelendirme çalışmaları yapılmalıdır.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.