Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank: “Tersine beyin göçünü sağlamak adına Uluslararası Lider Araştırmacılar destek programını tasarladık. Bu program, araştırmacılara sağlanan imkanlar açısından dünyada yeni ve öncü olma özelliği taşıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı iş birliği ile 81 ilde 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi kuracağız” dedi. Projenin açıklanması üzerinde Denizli Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü’ne ulaşan Denizli Deda Haber, projenin Denizli’de ne zaman hayata geçeceğini sordu.
Denizli Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, 81 ilde hayata geçecek Deneyap Teknoloji Atölyesi projesinin Bakan Varank tarafından yeni açıklandığı proje ile ilgili yazı müdürlüğe ulaşır ulaşmaz Denizli’ye en iyisini kazandırmak için çalışmaların başlayacağı öğrenildi. Şu anda Denizli Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü’nün Denizli’de yapılacak olan Makina İhtisas OSB üzerine çalışmalar yürütüldüğü Bakanlık tarafından yer seçiminin yapıldığı ve büyük ilerleme kaydedildiği öğrenildi. Makina İhtisas OSB projesinin hayata geçmesi için ufak prosedürlerin kaldığı, çok yakında Denizlililere müjdenin verileceği edinilen bilgiler arasında.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Tersine beyin göçünü sağlamak adına Uluslararası Lider Araştırmacılar destek programını tasarladık. Bu programı daha önce Cumhurbaşkanımız ilan etmişti. İnşallah, biz şu anda altını dolduruyoruz, yakında çağrıya çıkılacak. Bu program, araştırmacılara sağlanan imkanlar açısından dünyada yeni ve öncü olma özelliği taşıyor.” dedi.
Varank, Mimar ve Mühendisler Grubu’nca düzenlenen 3. Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, bu dönemde Türkiye’de katma değerli üretim ve teknoloji odaklı bir yapısal dönüşüme ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Bu dönüşümün; sürdürülebilir büyüme, yüksek istihdam, güçlü ödemeler dengesi ve düşük enflasyon hedeflerine ulaşmada önemli bir rol oynayacağını vurgulayan Varank, şunları kaydetti:“Bu noktadan hareketle milli teknoloji, güçlü sanayi vizyonuyla yola çıktık. Bürokrasinin azaltıldığı, araştırmacılarımızın, girişimcilerimizin ve sanayicilerimizin kaynaklara daha hızlı erişebildiği, çözüm odaklı ve proaktif bir yaklaşım benimsiyoruz. Büyük ideallerimiz, ulaşmak istediğimiz hedeflerimiz var. Bu hedeflere, yenilikçi politikalarımızın ekonomik değere dönüşmesiyle ulaşabiliriz. Geçtiğimiz 14 senede, Ar-Ge harcamaları, Ar-Ge kültürü ve insan kaynağı bakımından ciddi bir mesafe kaydettik. Milli gelir içindeki Ar-Ge harcamalarının payını ikiye katladık, özel sektörün Ar-Ge harcamaları içindeki payını yüzde 29’dan yüzde 54’e yükselttik, insan kaynağı açısından kapasiteyi artırdık ve tam zaman eş değer (TZE) Ar-Ge personeli sayısını 29 binden 134 bine çıkarttık. Yeterli mi? Elbette değil, yürüyecek daha çok yolumuz var.”
Varank, Ar-Ge ve yenilik destek programlarını hedef odaklı, iş birliğine dayalı, uzun vadeli ve yüksek katma değer üretmeye yönelik yaptıklarını, bu kapsamda Ar-Ge alanında bakanlık, KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla birçok destek ve kolaylık sağladıklarını anlattı. Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerini kendi bünyesinde yapmak isteyen firmalara “Ar-Ge Merkezi ve Tasarım Merkezi Belgesi” verdiklerini anımsatan Varank, “Bu belgeye sahip firmalar; vergi indirimi, sigorta prim desteği, gelir vergisi stopajı ve damga vergisi istisnası gibi imkanlardan faydalanıyorlar. Şu an faaliyette bulunan 998 Ar-Ge merkezinde 54 bin Ar-Ge personeli çalışıyor. Bu merkezlerde biten proje sayısı 21 bine ve devam eden proje sayısı 12 bine ulaşmıştır.” diye konuştu.
Mustafa Varank, geçen gün kamuoyuna ilan edilen Özgün ve Milli Helikopter T-625’in Ar-Ge merkezi desteğinden yararlanan bir proje olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Teknoparklar vasıtasıyla üniversitelerle sanayicileri, teorik bilgiyle pratiği bir araya getiriyoruz. Faaliyetteki 58 teknoparkta, yüksek teknolojili ürünler yerli imkan ve kabiliyetlerle geliştiriliyor. Son 14 senede teknoparklara 750 milyon lira ödenek sağladık. Bildiğiniz gibi teknoparklarda yer alan işletmeler, birçok vergisel muafiyetler ve prim istisnası gibi teşviklerden yararlanıyor. Bu destekler sayesinde teknoparklarımızda 5 bin 68 işletme faaliyet gösteriyor, yaklaşık 50 bin kişi istihdam ediliyor. Bakanlık olarak önümüzdeki dönemde teknopark ekosistemini daha da güçlendirecek, yeni fikirlerin ve girişimcilerin desteklenmesine odaklanacağız.
Ekonomimizin bel kemiği olan KOBİ’ler için KOSGEB aracılığıyla bir dizi Ar-Ge desteği sunuyoruz. KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı’yla teknoloji tabanlı ve ihracata yönelik üretimi teşvik ediyoruz. Ekonomik kalkınmanın sürükleyicisi olan girişimcilerimizin ve KOBİ’lerimizin, geleceğe en iyi şekilde hazırlanması için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bu kapsamda, yeni fikir ve buluşlara sahip KOBİ ve girişimcilerin geliştirilmesi için fikirden ürün aşamasına kadar gerçekleşen araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetlerini, teknolojik değeri yüksek ürünlerin seri üretime geçiş süreçlerini, yurt dışı pazarlara açılmalarını ve çeşitli finansman kaynaklarına erişim için yapacakları harcamaları desteklemekteyiz. Amacımız, KOBİ’leri, değişimi izleyen değil, değişimi yöneten işletmeler haline dönüştürmektir.”
Varank, TÜBİTAK aracılığıyla özel sektöre, üniversitelere ve araştırmacılara yönelik teşvikler verdiklerini hatırlatarak, “Özel sektör için TEYDEB, Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması ve Bireysel Genç Girişimci Programı desteklerimiz aktif bir şekilde devam ediyor. Akademik alandaysa; araştırmacılarımıza proje desteklerimizi ve burslarımızı sürdürürken, teknoloji transfer ofislerini güçlendirici adımlar atıyoruz.” dedi.
Bilim ve Ar-Ge kültürünün yaygınlaşmasını da çok önemsediklerini ifade eden Varank, Bilim Merkezi projelerinin bu amaca hizmet ettiğini, kurdukları merkezlerde, özellikle öğrencilerin bilime olan meraklarını tetikleyen sergilerle birlikte yaparak öğrenme esaslı bilim ve teknoloji atölyelerinin bulunduğunu anlattı.
Varank, Kocaeli ve Konya’da projelerin tamamlandığını, bu projelere toplamda 69 milyon lira destek sağladıklarını, Bursa, Kayseri ve Elazığ Bilim Merkezleri’ne ilişkin çalışmalarının devam ettiğini, ayrıca yıl sonunda Üsküdar Bilim Merkezi’nin birinci fazını açmayı planladıklarını, 2019 yılı içerisinde ise Antalya Kepez Bilim Merkezi’ni açacaklarını bildirdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, beşeri sermaye olmaksızın sadece hibe ve desteklerle yapısal dönüşümü gerçekleştirmenin mümkün olmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Bu noktadan hareketle Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı 100 Günlük Eylem Planı’nda da yer alan iki yeni program başlattık. Sanayi Doktora Programı, firmalarımızın nitelikli iş gücü ihtiyaçlarını merkeze alarak tasarlandı. Bu programla doktora eğitimi veren kurumlarla, Ar-Ge ve yenilikçilik alanında çalışan firmaların ortak projelerine destek veriyoruz. Bilim İnsanlarımızın Yurda Dönüş Seferberliği Programı ile ülkemiz açısından stratejik değer taşıyan projelere katkı sağlamak için alanlarında uzman, nitelikli araştırmacıların ülkemize gelmesini teşvik ediyoruz. Tersine beyin göçünü sağlamak adına Uluslararası Lider Araştırmacılar destek programını tasarladık. Bu programı daha önce Cumhurbaşkanımız ilan etmişti. İnşallah, biz şu anda altını dolduruyoruz, yakında çağrıya çıkılacak. Bu program, araştırmacılara sağlanan imkanlar açısından dünyada yeni ve öncü olma özelliği taşıyor.
Ülkemize gelen lider araştırmacılar, kendi Ar-Ge ekiplerini kurabileceklerdir. Ayrıca, yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi için akademi ve sanayide ihtiyaç duyulan bilgi, yurt dışından ülkemize transfer edilecektir. Bu programı hazırlarken diğer ülkelerin aynı maksatla uygulamakta oldukları programları inceledik. Açıkçası gördük ki bilim ve teknolojide ileri seviyede kabul edilen ülkeler dahi, araştırmacıları ülkelerine çekebilmek için ciddi destekler sunuyorlar. Biz de bu rekabet koşullarının farkında olarak etkin olacağına inandığımız bir program hazırladık. Ümit ediyoruz ki, bu programla birlikte Türkiye’miz, Ar-Ge alanındaki yüksek dinamizmini, uluslararası deneyimle bütünleştirerek güçlü bir ivme yakalayacak.”
Mustafa Varank, geleceğin bilim insanlarını ve teknoloji girişimcilerini bulmanın, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine taşımada en önemli görevlerinden biri olduğunu ifade ederek, “Çocuklarımızın, benzersiz olan hayal güçlerini ortaya koymalarını istiyoruz. Deneyap Teknoloji Atölyeleri, işte tam da bu ülküye hizmet ediyor. Atölyelerde ortaokul ve lise öğrencilerimizin, robotik, kodlama, nanoteknoloji, siber güvenlik, nesnelerin interneti, tasarım ve üretim, mobil uygulama ve yapay zeka gibi çeşitli alanlarda eğitim alması ve projeler geliştirmesini hedefliyoruz.” dedi.
Bu atölyelerde verilen eğitimler ve kazanılan becerilerin, geleceği inşa edeceğini aktaran Varank, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı iş birliği ile 81 ilde 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi kuracağız. İnşallah imzaları da bu ay sonuna kadar atıp ilk uygulamalara da başlayacağız.” diye konuştu.
Varank, Ar-Ge ve teknolojik yeniliğin en somut çıktılarından birisinin de sınai mülkiyet hakları olduğunu vurgulayarak, son 16 senede yerli patent başvuru sayısının 21 kat, yerli patent tescil sayısının 27 kat arttığına dikkati çekti.
Ulusal patent başvurularında Avrupa’da 7’nci, dünyada 14’üncü olunduğunu ifade eden Varank, “120 bini aşan marka başvurusuyla son 6 yıldır Avrupa’da birinci sıradayız. Yine önemli bir rekabet aracı olan tasarım başvurularındaysa, Avrupa’da ikinci sıradayız. Sınai mülkiyet başvurularındaki bu değişim, Türkiye ekonomisinin kaydettiği gelişim ve değişimle büyük paralellik arz ediyor. Girişimcilerimizin sınai mülkiyet alanında haklarını korumak için her türlü desteği sağlamaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Türkiye’nin 1 milyon 600 bin tescile ulaşan bir sınai mülkiyet portföyünün bulunduğunu aktararak, şunları kaydetti:“Bir yandan bu birikimi daha da artırmaya çalışırken, diğer yandan da ticari değere dönüşümünü sağlayacak mekanizmaları kurguluyoruz. Bu doğrultuda kurulan Sınai Mülkiyet Değerleme Şirketi’ni (TÜRKSMD) önümüzdeki günlerde faaliyete geçireceğiz. İlgili kurumlarımız eliyle çok sayıda destek programını hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki dönemde stratejik bir yaklaşımla bu destek programlarının birbirini tamamlayan bir nitelik kazanmasını sağlayacağız. Hem sanayide aramalı girdilerimizi hem de yüksek ölçekte tükettiğimiz ithal ürünleri yerlileştirme hedefiyle bir yerlileştirme programı hazırlıyoruz. Ar-Ge ve Ür-Ge desteklerimizi, yatırım teşviklerimizi bu program kapsamında sonuç odaklı değerlendireceğiz. Öncelikli ürün gruplarında yerli üretimi teşvik ederek sadece ihtiyacımız karşılamakla kalmayacak, dünya pazarlarına yüksek katma değerli ürünler ihraç eder hale de geleceğiz.”
Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunda, sadece bugünün değil, bundan 5-10 yıl sonrasının teknolojik seviyesini yakalamaya dönük işlerin öncelikli işleri olacağını belirten Varank, “Yapay zeka, blok zincir, siber güvenlik gibi alanların her birinde dikkatle takip edeceğimiz eylem planlarımızı hazırlıyoruz. İnşallah en kısa sürede bunları da kamuoyuyla paylaşacağız. Bize düşen görevleri sonuna kadar, en iyi şekilde yapmaya hazırız.” dedi.