Pamukkale Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar, İzmir’de meydana gelen 6.6 şiddetindeki depremin ardından bölgede yaptığı araştırmaların ardından Pamukkale TV ekranlarında açıklamalarda bulundu. Denizli’nin deprem riskine değinen Kumsar, Denizli Ovası merkezli beklenen büyük depreme dikkat çekti.
Prof. Dr. Kumsar açıklamalarına kentin büyük depreme hazır hale getirilmesi gerektiğini belirterek başladı. Kumsar, ”Denizli’de olabilecek depremler için bir çalışma yaptık ve yayınladık. Denizli’de 6.8 büyüklüğünde bir depremi yaşama ihtimalimiz yüksek. Bu büyük deprem öncesinde de depremler yaşayacağız. Bozkurt’ta 6.0 şiddetinde yaşadık. Bunun için yaşadığımız kenti 6.8’i kaldıracak şekilde planlamamız ve çalışmaları yaparak hazır hale getirmemiz gerekiyor. Burada söylediğim ilk yardım ekipleri değil, onlar zaten çok iyi çalışıyor. Mühendislik açısından bilimsel olarak çalışmamız lazım. Meydana gelecek depremin merkezüssü bizim şehir merkezimizin bulunduğu ovanın içine düşecek. Bizim bununla başaçıkabilecek bilgi birikimimiz ve imkanımız var. Önemli olan yerel yönetimleri bir araya getirerek deprem master planı oluşturmak. Henüz böyle bir plan yok. Artık sadece bu konu özelinde toplantılar yapmamız lazım.” dedi.
Zemin etüdünün önemine vurgu yapan Kumsar, ”Her bina için zemin etüdü yapılıyor. Bunu özel sektör yapıyor. Belediyelerde bunu verileri değerlendirecek insanların olması lazım. O verilerin milli servet öneminde korunması ve değerlendirilmesi lazım. Örneğin, Bayraklı’da bu yapılsaydı. Binaların nasıl bir şiddete dayanacağı hesaplanırdı. Biz Marmara depreminden sonra o zamanki Belediye Başkanı Ali Aygören bize başvurusu ile Denizli’nin ayrıntılı jeolojik, jeoteknik ve depremsellik çalışması yaptık. Bu projede 153 sondaj, analiz yaptık ve rapor çıkarttık. Bu çalışma ile Denizli’de sondaj yapılan her noktanın analizini yapacak bir veri tabanı oluşturduk. Her bina için yapılan zemin etüdünün bu veri tabanına işlenmesi gerekiyor. Ancak biz önerdik, henüz yapılmadı. Bu verileri bir araya getirecek idareler lazım.” ifadelerini kullandı.
Büyük depremin zaman aralığının dolmasına yaklaşıldığını belirten Kumsar, ”Denizli’de çeşitli zamanlarda büyük depremler var. Laodikya o deprem nedeniyle tamamen terk ediliyor. 1300’lü yıllarda Hierapolis terk ediliyor. Bugün Laodikya’da yapılan kazılarda toprak örtüsü kaldırıldığında binaların devrildiği görülüyor. Bu meydana gelen depremin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. 1717 yılında meydana gelen depremin Osmanlıca belgesi var. Bu kentin nüfusu kayıtlarda 12 bin olarak geçiyor. 6 bin kişi hayatını kaybetmiş o depremde. Yani o depremde şehir nüfusunun yarısı hayatını kaybetmiş. Bugün 650 bine yakın nüfusumuz var, o günkü oran bugün 320 bin can kaybına denk geliyor. Denizli’de beklenen deprem yerleşim yerlerimizi doğrudan etkileyecek. O dönemde meydana gelen depremin tekrarlanma periyodu var. Bu deprem 350-400 yılda bir tekrarlanıyor. Şu anda o büyük depremin süresine yaklaşıyoruz. Dolayısıyla meydana gelecek depremin hasarlarını minimuma indirecek çalışmaları şimdiden yapmayalız.“ şeklinde konuştu.
Denizli’de meydana gelecek depremin yerleşim bölgesini direkt etkileyeceğini belirten Kumsar, Tavas Ovası’nın bu büyük depremden en az etkilenecek bölge olduğunu söyledi.
Kumsar sözlerini, ”Kentin yerleşiminin çok ayrıntılı raporunu çıkartacağız. Bizim elimizdeki jeolojik çalışmalar ile kentsel bütünlük içinde çalışacağız. Tüm zemin etütlerini alıp inceleyeceğiz. İçinde bizim kullanabileceğimiz veriler varsa ayıklayacağız. Veri eksikliği varsa yeni sondaj ve ölçümler yapmalıyız. Bu çalışmanın üzerine inşaat mühendislerinin de gelip üst yapıyı çalışması lazım. Onlar binaların dayanıklılığı gibi unsurları araştırmalı. Bu mesleklerin bir bütün içinde çalışmasıdır.” diyerek tamamladı.
HABER:ORAL CAN TATAR
