DİSK Emekli-Sen Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklama şu şekilde;
“Bildiğiniz gibi bu yıl, ülkemiz ve insanlık adına Büyük felaketlere sebep olan bir yıl oldu.
Tüm dünyanın uğraştığı gibi Bizde Ülke olarak mart ayının başından beri Covid19 denen illetle uğraşıyoruz. Bu illetten en çok etkilenen kesim ise ne yazıkki emekliler ve yaşlılar olmuştur.
Bu salgın bulaşıcı hastalığa karşı verilen mücadele gereği bu güne kadar alınmış önlemler insan hak ve özgürlüklerini pek çok açıdan ihlal etmiş olmasına rağmen, küresel salgından korunmak için belirli kısıtlamalara gidilmesi elbette toplum sağlığı için olumlu sonuçlar vermiştir.
Ne var ki ülkemizde yapılan düzenlemeler, en başından itibaren ve özellikle de son gevşetmelerle bir düzenleme değil bir insan hakları ihlali boyutu kazanmış durumdadır.
65 yaş üstü insanlarımız için sokağa çıkma yasağı 21 Mart tarihinden bugüne 75 gündür devam ediyor.
Yeni normal adı altında yapılan : alışveriş merkezlerinin açılması, şehir içi ve şehirler arası seyahat sınırlamalarının kaldırılması, toplu taşıma araçlarında bile %50 sınırlamasının kaldırılması, camilerin ibadete açılması, restoran, kafe, çay bahçeleri ve hatta kreşlerin açılması, 18 yaş altı çocuklarımıza aileleriyle seyahat yapma serbestisi gibi kararlar alınırken 65 yaş üstü vatandaşlarımızın 75 gündür evde hapsedilmesi Covid-19’un sadece 65 yaş üstündeki vatandaşlarımıza bulaşacağı veya sadece 65 yaş üstündekilerin bulaştıracağı gibi bir algı yaratıyor.
Covid-19’un en büyük risk grubunu oluşturan emekliler en temel haklarından dahi mahrum bırakılarak pek çok başka riskle karşı karşıya bırakılmaktadır.
Bizler, Emekliler Sendikası olarak, bu sürecin başından itibaren söyledik; bir kez daha hatırlatalım: 65 yaş üstü emeklilerin “evde kalmaları” onları bir yere kadar pandemiden korurken, başta rutin sağlık kontrollerini aksatmakta, başka başka sağlık sorunları ortaya çıkarmaktadır.
65 yaş üstü insanlarımız için uzunca zamandır uygulanan Sokağa çıkma yasağı hareketsizlik anlamına gelmektedir. Hareketsizlik ise pek çok fiziksel ve zihinsel rahatsızlığa davetiye çıkarmaktadır. Psikolojik sağlığın, bedensel ve bilinçsel yapının; bir bütün olarak insanın iyi olması güneş, yürüyüş, iletişim gibi pek çok faktöre bağlı olduğu bir gerçektir.
Kısıtlamaların belli bir yaş grubuna yönelik olması, 65 yaş üstü vatandaşlarımızı tüm gün dışarıda olması gereken, çalışan, okuyan yakınlarının bile taşıma riski olduğu virüsten korumayacaktır. Bütün toplumu kapsa-mayan kısıtlamaların olumlu sonuçlar getirmesini beklemek rasyonel olmaktan çok uzaktır.
65 yaş üstü bireylere uygulanan bu yasak onlar için bir hapis hayatına dönüşmüştür.
Üstelik alınan kararlarla hayata geçirilen “yeni normalin” salgınla bilimsel bir mücadele anlamında bir temeli yoktur.
Yaşlıların, yaşamlarının emeklilik sonrası dönemlerinde, yüksek bir refah seviyesinde yaşamalarını garanti altına alması gereken iktidarlar, yasakları bu kesimle sınırlı tutarak temel insan hak ve özgürlüklerine aykırı davranmaktadır.
65 yaş üstü insanlarımız bizim toplumsal bağımızdır. 65 yaş üstü insanlarımıza uygulanan bu yasak Bizlerin toplumla bağını kesmek yönünde atılan bu adımdır.
Büyük önder Atatürk’ün dediği gibi. “Mazide muktedirken bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.”
Hepimizin Anneleri, babaları, nineleri, teyzeleri, halaları, dayıları, amcaları, abileri, ablaları olan bu ülkeye hizmet ederek olgun yaşa ulaşan 65 yaş üstü yakınlarımıza olan borçlarınızı, onları hapsederek değil, onlara sahip çıkarak, vefanızı göstererek, onları refah içinde yaşatarak, sağlıklı yaşamalarını sağlayarak ödeyebilirsiniz.
DİSK / Emekli-Sen olarak, Hükümetten, Bilim Kurulundan ve diğer yetkililerden isteğimiz ve talebimiz şudur.
Geçmişimizin hafızası, bu günümüzün tecrübesi, geleceğimizin garantisi olan 65 yaş üstü Vatandaşlarımız için uygulanan onları korumaktan uzak ve ötekileştirici bu uygulamaya bir an önce son verin”