Denizli’de geçtiğimiz günlerde yaşanan dolu felaketinden hasar gören tarlaları yerinde ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, geçtiğimiz günlerde bölgede yaşanan dolu felaketine ve salgın dönemine rağmen ertelenmeyen çiftçi borçlarına dikkat çekti. Denizli’nin Menteş, Kızılyer, Dereçiftlik, Aşağıdere, Yokuşbaşı ve Kaklık mahallelerinde yaşanan dolu felaketi başta tarım üretimi olmak üzere hayatı olumsuz etkilemişti. Çiftçilerin mağduriyetlerini dile getirmek ve görünür kılmak için çiftçiler ile birebir görüşmeler gerçekleştiren CHP’li Karaca, Honaz’ın mahallelerinde yaptığı incelemelerde vatandaşları dinledi ve şu noktalara dikkat çekti:
“5 mahallemizde etkili olan dolu felaketi çiftçilerimizi yıkıcı bir hasarla başbaşa bıraktı. Çiftçilerle görüşmelerimizde gördük ki birçok tarlada %50-%70 arasında hasar var. Ürünler zarar görmüş ancak TARSİM görevlileri geldiklerinde ‘bitkiler yerinden sökülmemiş zararınız o kadar değil’ diyor. Bazı bölgelere gidilmemiş, çiftçilerimizin anlattığına göre bazılarına da müracaat edildiğinden çok sonra gidilip hasar yokmuş gibi davranışmış. Çiftçinin binbir emekle yetiştirdiği hasat zamanının yaklaştığı ürünler zarar gördüğünde o çiftçi zararını bir sonraki hasat dönemine kadar karşılayamıyor. TARSİM mevzuatının çiftçilerin lehine değişiklik gerektirdiği ortadadır. Hasar değerlendirme kriterleri genişletilmeli, sigorta memurları bu konuda meslek içi eğitime tabi tutulmalı ve yaptıkları işler denetime tabi tutulmalıdır.”
Honaz’ın mahallelerinde dertlerini Gülizar Biçer Karaca’ya anlatan çiftçiler, zararlarının karşılanmasını talep etti:
“Yüzde 70’ten geçtik, bizim hasarımızın yüzde 50’si karşılansa razıyız. Bu milletin hakkını verirsen, 5-10 kuruş aşağı da versen Allah razı olsun der, bu halka hakkını vermezsen Allah belanı versin der. TARSİM yetkilileri geliyor haksız tarafa düşen biz oluyoruz. Yetkililer müracaat ettiğimde gelmiyor; 20-30 gün sonra geliyor ben zaten ilacımı atıp gerekeni yapıyorum geliyorlar sıkıntı yok diyorlar iş işten geçince…”
“İl ve İlçe Tarım müdürü Kaklık’a geldi, Dereçiftlik de aynı ova gelmemize gerek yok dediler.
Honaz ilçesinde dolu felaketi yaşanan mahallelerde kadastro çalışmaları var. Parsel numaraları değişti, çalışma nedeniyle parsel numaraları henüz verilmediği için TARSİM sigortası yaptırılamamış. Yine hisseli tapu olarak 20-25 yıldır ekilen tarlalarda ÇKS kaydı bu nedenle yaptırılamamış. Tek çözüm TARSİM şartı aranmadan, dolu felaketinde zarar gören tarlaları kim ekiyorsa muhtarlıklardan tespit ettirerek zararın giderilmesidir. Başka türlü felaketin içinden çıkılmaz. Herkes şimdi ayrı bir şey söylüyor, ayrı telden çalıyor. Kimsenin ne yapacağını bilen yok. Sıkıştılar mı Cumhurbaşkanı görüşü doğrultusunda yapacağız diyorlar başka bir şey yok. O da ne deneceği belli değil… 3 ya da 5 bir destek verilmesi lazım. Ne çalışması yapılıyor bilmiyoruz.”
“ Tarım İl Müdürlüğü bir sürü yeri aradık. Dolu felaketi nedeniyle aradık, bir çalışmamız yok dediler, TARSİM sigortanız varsa oradan karşılanır dediler. Bölgesel çalışmamız yok dediler, geliyor fotoğraf çektirip gidiyorlar.”
Tepkisini “TARSİM Müdürü gelmiş hasar gören bazı yerleri gezmiş. Ancak birkaç tanesini unutmuş’muş’!” sözleriyle ifade eden CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca çiftçilerimizin yaşadığı hasarın karşılanması gerektiğini, tüm üreticilerimizin kredilerinin faizsiz 2 yıl ertelenmesi gerektiğini belirtti: “Müdür, gitmediği bölgelerde dolu zararının oluşmadığını mı düşünmektedir? Yoksa TARSİM Müdürü de partili-partisiz ayrımına mı gitmiştir? Zarar ortada tarımdan, sigortadan anlamayan biri dahi bunu görebilecek durumda. Peki ne yapılabilir? 14 aydır bir pandemi döneminin içerisindeyiz. Birçok sektöre destek açıklandığı ilk aylarda çiftçi ve tarım sektörü görmezden gelindi. Borçların yapılandırılması paketinde çiftçi unutuldu. Çağrılarımız ve mücadeleler sonucu bir nebze bu mağduriyetler görülmeye başlandı. Çiftçi borcunun 2 yıl faizsiz ertelenmesini isterken yüksek faizlerle yapılandırmalar ile karşılaştı. Ancak çiftçi için açıklananlar sadece lafta ve kağıt üzerinde kaldı. Çiftçinin borcunu yüksek faizle yapılandırmak tarım politikası değildir. Primini ödediği TARSİM’den çiftçiyi yararlandırmamak bir tarım yönetimi değildir. Enflasyon ve maliyet artışı yokmuş gibi iki yıl üst üste aynı destek miktarını övüne övüne açıklamak bir tarım yönetimi değildir. Tarım yönetimi; yerli üretimi desteklemekle olur. Tarım yönetimi; ithalat politikasını değil ihracat politikasını desteklemekle olur. Tarım Politikası; Tarım Kanunu gereği çiftçiye hakkı olan %1’lik desteği vermekle olur.