Aylardır beklenen ‘Müslüm’ filmi sonunda izleyiciyle buluştu. Müslüm Gürses’in hayat hikayesini konu alan filmde, çocukluğundan başlayarak, onun başından geçen her türlü anıya tanık oluyoruz. Sesiyle, duruşuyla ve “baba” tavırlarıyla gönlümüzde yer etmiş olan büyük ustayı, saygı ve rahmetle anmadan yazıya başlamak olmaz.
Önce fragmanları izleyip fikir sahibi olalım ardından da anlatmaya devam edelim.
Yılın başında duyurusu yapılan ‘Müslüm’ filmi, onu seven ve takip eden hayranları tarafından aylardır bekleniyordu. Timuçin Esen’in Müslüm Gürses’i canlandıracağı duyulunca merak bir kat daha arttı. Geri sayım nihayet sona erdi ve film dün itibariyle gösterime girdi. Çıt çıkmayan koca salonda bütün gözler Müslüm babaya ve onun roman gibi hayatına kilitlendi.
Kendine has söyleyiş tarzı , acı yüklü bakışları ve yaşanmışlık kokan duruşuyla Müslüm baba, onu sevenlerine ve onu merak edenlere çok uzaklardan tekrar ulaştı adeta.
“Sevgisizliğine bir kalp verdim” diyerek gönüllerde yer eden bu büyük sanatçının, “babasızlığından” doğan bir baba olma hikayesidir bu. Yarası yarasına denk gelen iki insanın Müslüm ve Muhterem Nur’un hikayesidir. Urfa’dan başlayıp dünyanın her yerine ulaşma hikayesidir.
Beyaz perdede oyunculuktan fazlasını gördüğümüze o kadar eminiz ki bu nasıl anlatılabilir, bilemiyoruz. Baba’ya hayat veren Timuçin Esen, gerçek anlamda onunla tek vücut olabilmek için ABD’de dersler aldı, arabesk çalıştı. Ve gerçekten de işinin hakkını verdi. Sahnedeki duruşu, bakışları, vurgusu, yürüyüşü hatta dümdüz duruşu bile ayakta… Çalışılmış, azmedilmiş ve başarılmış bir emeğin ürünü hepsi. Yaşanan ne acı varsa geçmişte, ne yıkıntı varsa o günden kalan, kendisi öyle bir hissetmiş ki, bu onun hem oyunculuğuna hem de sesine yansımış. Evet yanlış duymadınız Müslüm Gürses’in film içindeki her şarkısını bizzat kendisi söylüyor Timuçin Esen.
Zerrin Tekindor’un, bütün benliğiyle, hayatı boyunca zorluklara tek başına göğüs geren bir kadını, Müslüm Baba’nın tek aşkı Muhterem Nur’u canlandırması da izleyiciden tam not alacak gibi. Zaten ekranlardan alışık olduğumuz bir yüz olmasına rağmen öyle farklı bir yere konumlamış ki kendini, ne kadar övülse az gelir. Müslüm Gürses’in hayat arkadaşı, biricik eşi, her şeyi…
Bir de Müslüm Gürses’in çocukluğunu canlandıran bir başka cevher var. Ona da değinmeden devam edemeyiz: Şahin Kendirci. Kendisini daha önce Yetenek Sizsiniz ve O ses Çocuklar sahnesinde görmüştük. Genç yetenek kendisini rolüyle öyle mükemmel bağdaştırmış ki izlerken verdiği duyguya kapılmamak elde değil. Hüzünleniyorsa üzülmemek elde değil, gülüyorsa siz de en içten gülümsemeyi veriyorsunuz beyaz perdeye. Çok iyi seçim olmuş doğrusu. Yolu açık olsun Şahin’in.
‘Öyle Bir Geçer ki’ dizisinde Cemile karakterini canlandıran Ayça Bingöl de karşımıza çıktı. Müslüm’ün annesi rolüyle gördüğümüz Bingöl, o kadar cefakar, o kadar acılı bir anne ki yüreğiniz parçalanacak.
Ve tabi ki Genç Müslüm’ün elinden tutan, onu eğiten ve her şartta destekleyen Adana Halkevi’ndeki hocası Limoncu Ali’yi de unutmamak gerekir. Erkan Can Limoncu Ali’yi nasıl yaşadıysa, o hissi aynen bizlere de geçirdi. Onu izlerken içimizi ısındı, teşekkürler yağdırdık içimizden.
Kalbimize taht kuran Ayla filminin yapımcısı Mustafa Uslu, Müslüm’ün de yapımcılığını üstlenmiş ve harika bir iş çıkmış ortaya. Adının geçmesi bile yetti aslında.
Kinyas ve Kayra, Az ve Daha gibi kitabıyla hayatımıza giren, yeraltı edebiyatının aranan ismi Hakan Günday da yazdığı senaryoyla kendini bir kez daha hatırlattı. Romancılıkta olduğu kadar senaryolarında da farkını ortaya koyan Günday’ı daha fazla projenin içinde görmek istiyoruz.
Her anı, her sahnesi ve her ayrıntısıyla “Müslüm” filmi gerçekten “Baba” bir film. Kendi çocuğunu kucağına alamayan bir adamın, milyonların babası olma hikayesini izleyeceğiniz bu filmde gülümseme de göz yaşı da sizleri bekliyor olacak. Beyaz perdede sizleri bekleyen bu eşsiz eseri kaçırmayın.
