Uşak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hayri Ün, başta Kahramanmaraş olmak üzere 10 ilde etkili olan deprem felaketinin ardından açıklama yaptı. Denizli’de meydana gelecek bir depremde binaların 5 ila 10’nun yıkılacağının düşünüldüğünü söyleyen Ün, D “Bu da binlerce evin yıkılması anlamına gelir.” diye konuştu.
10 ilde büyük bir coğrafyayı etkileyen, ölümlere, yaralanmalara ve mal kayıplarına yol açan depremin herkes gibi kendilerini de çok üzdüğünü hatırlatan Uşak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hayri Ün, enkaza dönen binalar ağır hasarlı binalarla ilgili olarak değerlendirme yaptı. Türkiye’de deprem yönetmeliğinin 7 kez değiştirildiğine dikkat çeken Dr. Ün “Her zaman söyledik. Dile getirdik. Yeniden tekrarlayalım. Deprem değil, bina öldürür. Yine televizyon kanallarından, sosyal medya üzerinden konuşacağız. Yine “uyarmıştık” diyeceğiz. Yine suçlu ya da suçlular bulmaya çalışacağız. Gölcük depreminde deniz kumu, Van depreminde iri taşların kullanılmasını suçlu ilan etmiştik. Benim anlatacaklarımdan da suçlu ya da suçlular çıkartılabilir” dedi.
Denizli’de olası bir depremde mevcut binaların yüzde 5-10’nun yıkılacağının tahmin edildiğine dikkat çeken Dr. Ün, “Bu da binlerce evin yıkılması anlamına gelir. Diyelim ki yetkililer bu binalar hakkında yıkım kararı verdiler. Binaların hepsi özel mülktür. Yaptırım ne olacak? Yıkım kararı alındığında mülk sahiplerinin elinde sadece arsa payı kalacak. İnşaat maliyetlerinin aşırı yükselmesi nedeniyle yine binaların yapılması çok büyük maddi kaynak gerektirmektedir. Bu yüzden insanlar böyle bir dönüşüm işine girmiyorlar. Bu konuda bir yaptırım olsa bile tüm şehirler ayağa kalkar, itiraz ederler. Resmi kurumlar mahkemeye verilir. Bu yüzden devlet kentsel dönüşümü şahısların tercihine bırakmıştır. Bence bırakılmamalı ancak mevcut durum da budur. Bunu başaramadığımız sürece de önümüzdeki yıllarda da benzer faciaları istemesek de, bile bile yaşayacağız.” Dedi.
Türkiye’de ve Denizli’de depreme dayanıklı binalar, şehirler inşa edilebilmesi için yapılması gerekenleri üç ana başlıkta toplanabileceğini, bunların “Eğitim”, “Denetim” ve “Cezalandırma” olacağına dikkat çeken Dr. Ün, “Bu üç uygulamadan eğitim işi büyük ölçüde üniversitelere, denetim ve cezalandırma işleri de yine büyük ölçüde Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği Bakanlığı’na kalmıştır. Meslek odaları ise bu anlamda sistemin dışındadır. Hâlbuki meslek odaları üyelerinin üniversite sonrası eğitimlerinde hatta halkımıza verilecek yaygın eğitimlerde rahatlıkla görev almalıdırlar. Mekân ve imkanları bunun işin yeterlidir. Ayrıca üyelerinin denetimini ve gerektiğinde cezalandırmasını da yapabilmelidirler. Şu anda bu anlamda ciddi bir oluşum yoktur. Hatta bu görevleri meslek odaları üzerlerine almak istemeyebilirler. Çünkü bu çok ciddi bir sorumluluktur. Beklenen bir depremden sonra saydığım üç görevi yapan herkes sorumlu görülecektir. Bu yüzden meslek odaları güvenli, düzenli ve modem şehirler için sistemin içerisine mutlaka girmeliler ve karar masalarında mutlaka bulunmalıdırlar. Eğer bu anlattıklarımı yapmazsak, yapamazsak. Televizyonun karşısına geçer “Japonya’da 8 büyüklüğünde deprem olmuş. Bir bina bile yıkılmamış. Bir kişinin bile burnu kanamamış. Vay be. Adamlar bu işi biliyor. Biz de öyle mi 6-7 büyüklüğünde depremlerde bile binalar yerle bir oluyor. Deriz, demeye de devam ederiz. “ dedi