Keloğlan Mağarası çok yakın bir zamana kadar sadece yöre halkı ve çobanlar tarafından biliniyordu. Bozulmamış olan doğal güzelliği ve dilden dile dolaşan efsanesiyle ziyaretçilerini bekliyor.
Denizli’de ne çok gezilecek yer var. Dünya’nın eşsiz güzelliklerinden biri olan Pamukkale Travertenler’inden tutun da sağlık turizminin vazgeçilmezi termal otellerden doğal oluşum mağaralara kadar… Sizde doğanın mucizelerini seven ve gidip gezip görmek isteyenlerdenseniz Keloğlan Mağarası yazımız tam size göre.
1970’lı yılların başında keşfedilen ve o zamana kadar yalnızca bazı çobanların ve dağcıları gittiği bu özel mekan 1990’lı yılların başında turizme kazandırılmıştır. Acıpayam Belediyesi’nin işletmesini elinde bulundurduğu mağarayı Dodurga Belediyesi ve Denizli Valiliği’nin mağaraların turizm amaçlı açılması tartışmalarının ardından açmıştır.
Keloğlan Mağarası Oluşumu
Doğa turizmi yapılan 14 mağaradan biri olan Keloğlan Mağarası Acıpayam’ın Dodurga Mahallesi’ndeki Karadağ’ın Keloğlan Yakası’nda bulunmaktadır. Adını da bulunduğu yakadan alan mağara 2003 yılında turizm için açılmıştır.
Nemli bir havası olan mağara dört mevsim ılık bir havası vardır. Kireçli bir anakayadan oluşan mağara karstik bir özelliğe sahiptir. İçinde kireç bulunan su damlacıklarının sürekli akması sonucu içerisinde sarkıt ve dikitler oluşturmuştur.
Mağaranın bol çatlaklı yapısı karstlaşmaya son derece uygundur. Jura-kratase ve kireç taşları içinde gelişen mağara, birçok damlataş sütunları ile birbirine geçen çok sayıda odacığa ayrıldığından girintili çıkıntılı bir yapıya sahiptir. İçerisinde çatlaklar boyunca gelişmiş damlataşlar (sarkıt, dikit, sütun duvar ve örtü damla taşları) yoğun olarak bulunmaktadır. Damlataş sütunları ile küçük odacıklara bölünmüş, tek bir salondan meydana gelen ve dar bir girişi olan mağara; nemli ve ılık bir havaya sahiptir. 1998 yılında yapılan tespitlerde, dış ortam sıcaklığı 32 santigrat derece ve mutlak nemin % 65 olduğu görülmüştür.
Mağaranın kameralarla korunması ve çok fazla ziyaretçisinin olmaması onun yıpranmasını önlemiş. İçerisi ışıklarla aydınlık vaziyette, bu da orayı korkmadan gezerek inceleme fırsatı veriyor. Keloğlan Mağarası’na girer girmez kendinizi masallar diyarında sanıyorsunuz. Etrafınıza iyice bakın. Çünkü bu görüp görebileceğiniz en ilginç yer olabilir.
Birçok televizyon kanal ve programına konu olan mağara yerli ve yabancı turistlerin Denizli’deki uğrak noktası oluyor. Ziyaretçilerinin artması ile birlikte her geçen gün yenilenmektedir. Ziyaretiniz sırasında da rastlayabileceğiniz gibi yapılan kazı çalışmaları sırasında birçok hayvan kemiği bulunmuştur.
Koyunlarını otlatan genç bir çoban şiddetli fırtınaya yakalanmış. Kendini hemen en yakınındaki mağaraya atan genç ısınmak için mağarada biraz ilerlemiş ve kaybolmuş. Köylüler genç çobanı günlerce aramışlar. Bulduklarında kel olan genç çobanın gür saçlara sahip olduğunu görmüşler. O günden sonra saçlarının gürleşeceğine inanan insanlar bu mağaraya gelir olmuş. Seneler önce Saadettin Teksoy programında tanıtmıştı Keloğlan Mağarası’nı. O sahneleri hepimiz ezbere biliyoruz aslında.
Denizli-Antalya karayolu takip edilerek Acıpayam İlçesi’nden sonra 14 km devam edilerek doğu yöndeki Dodurgalar Mahallesi yoluna girilir. Bu yoldan 1,5 km sonra kuzey yöndeki yola girilerek 4 km sonra mağaraya ulaşılır. Acıpayam İlçesi’nden Dodurgalar Mahallesi’ne düzenli olarak minibüs ulaşımı bulunmaktadır.
Denizli’nin Honaz ilçesinde bulunan ve turizm amaçlı açılan diğer Kaklık Mağarası yazısını okumak için buraya tıklayınız⇒
Yaz- Kış: 09:00- 17:00
Keloğlan Mağarası’na sivil giriş kişi başı 5 lirayken 15 yaş altı çocuklardan ücret alınmamaktadır.
“Efsaneye göre Nefes darlığı çeken, astım hastası bir gencin, koyunlarını otlatırken tipiye yakalanıp kendini korumak için bu mağaraya girdiği ve mağaranın ısı ve nem oranından etkilenerek günlerce o mağarada uyuduğu, daha sonra nefes darlığı’nın geçtiği rivayet edilir.Doğal güzellikleri mağaranın doğal turizm açısından değerini bir hayli artırıyor Y.olunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim.”
“Keloğlan mağarası, turizm yapılan 14 mağaradan birisi ve Fosil bir mağara türüdür. Bu nedenle içerisinde çok sayıda, sarkıt ve dikit var. Damlataşları, makarna tipine benzer sarkıtlar ve daha farklı doğal güzellikler mağaranın doğal turizm açısından değerini bir hayli önemli kılıyor. Yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim.”
“Işıklandırma daha güzel olmuş. Dünyanın en güzel sarkıt ve dikitlerin oluştuğu mükemmel bir mağara. İçeri girdiğinizde bir ormana girmiş gibi hissediyorsunuz. Giriş 5 tl olmuş. Buradan Eşeler dağı ve Dodurga ovası harika seyrediliyor. Yolu hala daha güzel. Bugün biraz daha kalabalıktı. Demek ilgi çeken bir mağara olmaya devam ediyor.”