Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Denizli Şubesi Denizli Gazeteciler Cemiyeti İlyas Haytan Toplantı Salonu’nda basın toplnatısı düzenledi. SHUDER üyeleri Denizli’den İzmir Adliyesi’nde yaşanan haksız buldukları uygulamanın soruşturulmasını ve adaletin tesis edilmesini talep etti.
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Denizli Şubesi, Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenledi. İzmir Adliyesi’nde yaşanan haksız uygulamanın hukuka aykırı olduğunu belirterek, olayı kınayarak kamuoyu ile paylaştı.
Toplantıda yer veilen açıklama şu şekilde;
Görevinin gereğini yapmak suç değildir!
17 yaşında cinsel istismar mağduru, zihinsel engelli bir çocuğunun haklarını korumak isteyen meslektaşımıza görevi gereği görüşünü beyan ettiği ve mağdur avukatın sanık ve yakınlarının dışarı çıkarılmasını talep etmesi hakkındaki uzman görüşü sorulduğu için “duruşmanın düzen ve disiplinini bozması, duruşmayı yapılamaz hale getirdiği” iddiasıyla disiplin hapsi cezası verildi. Karar, itiraz edilmesi üzerine, 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “hukuka aykırı” bulunarak bozuldu.
Sosyal hizmet uzmanları, aldıkları mesleki eğitim, bilgi ve beceri gereği, belli kural, ilke, mesleki standartlar, bilimsel alt yapı ve etik değerler doğrultusunda, çocukların yüksek yararlarının ve esenliklerinin korunması ile adli sistemin etkili, çocuk odaklı ve hak temelli çalışmasını sağlamayı ve geliştirmeyi amaçlamaktadırlar. Bu nedenle adalet mekanizmasındaki çocuklar için, sosyal hizmet becerilerini uygulayarak, adalet sisteminin işleyişini kolaylaştırmak, suça sürüklenen, mağdur, korunma ihtiyacı olan veya risk altındaki çocuğu adli makamlara en etkin şekilde anlatmak, durumlarına göre en uygun tedbir ve yaklaşımı önerip uygulanmasını sağlamak, arabulucu, bilgilendirici, rehberlik edici, savunucu, güçlendirici, önleyici rol ve görevleri bulunmaktadır.
Çocuğa Özgü Adalet İlkelerine uymak herkes için zorunludur!
Dünyanın en fazla ülkesi tarafından imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi, ülkemiz tarafından da imzalanmıştır ve Anayasamızın 90. maddesi gereği iç hukukumuzun da bağlayıcı bir hükmüdür. Çocuk Koruma Kanunu ve ilgili mevzuat bu çerçevede düzenlemiş olup, Çocuk Hakları Sözleşmesinin iç hukuka yansıtılmış halidir.
Çocuğa özgü adalet kuralları, Anayasa çerçevesinde Hakimler ve Cumhuriyet Savcıları da dahil olmak üzere herkesi bağlayan, uyulması gereken zorunlu kurallardır.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve buna bağlı yönetmeliklerde, sosyal çalışma görevlilerinin ve dolayısıyla sosyal hizmet uzmanlarının görev tanımları yapılmış olup, “çocuğun üstün yararı” ilkesi gereğince görevlerini yerine getirmektedirler.
Yine Ceza Muhakemesi Kanunun 52. ve 236/3 maddeleri gereği mağdur çocukların tanık olarak beyan vermeleri sırasında yanlarında bir uzmanın bulundurulması zorunludur. Mağdur ve tanık çocukların;
⮚ tam ve doğru şekilde bilgilendirilmeleri,
⮚ güvenliklerinin sağlanması,
⮚ gizliliğe önem verilmesi,
⮚ gerektiğinde tıbbi ve psikolojik destek almalarının sağlanması,
⮚ beyanın en az örseleyecek biçimde ve özel koşullarda alınması
yüksek yararlarının ve esenliklerinin korunması açısından çok önemlidir.
Çocukların haklarını korumak Sosyal Hizmet Uzmanlarının Görevi ve Sorumluluğudur!
Ceza Muhakemesi Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu ve bağlı yönetmelikler gereği görevlendirilen uzmanların; mağdur çocuğu bilgilendirmek üzere, uygun koşul ve ortamlarda, yeterli sürede ön görüşme yaparak mağdur/tanık çocukları sahip oldukları hakları, adalet sürecindeki rolleri, duruşmaların kapsamı, zamanlaması, sürecin gelişimi konusunda bilgilendirmeleri, duruşma sürecini mağdur çocuğa anlayacağı dilde aktarmaları, çocuğun katılım hakkını da önceliklendirerek mağdur çocuğun korunma ihtiyacı konusunda mahkemeyi bilgilendirmeleri ve görüş beyan etmeleri gerekmektedir. Bu itibarla Mahkemede görevlendirilen uzman, yalnızca Mahkemede şeklen bulunmamakta olup, çocuğun örselenmesini en aza indirgeyecek tedbirlerin alınması için Mahkemeyi uyarması, görevinin bir gereğidir.
Görevinin gereğini yapan Mahkeme Uzmanları cezalandırılmamalıdır !
Bu tanımlar gereği, 12.03.2019 tarihinde bu sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirilen İzmir Adliyesinde çalışmakta olan meslektaşımız Onur UÇAR, yukarıda açıklanan ilkelere, sözleşme, Anayasa ve mevzuata uygun olarak görevini yerine getirmesi nedeniyle ilgili Mahkemenin Hakimi tarafından Ceza Muhakemesi Kanunun 203/1 maddesi gereğince duruşmanın düzen ve disiplinini bozduğu gerekçeleriyle 4 gün müddetle disiplin hapsiyle cezalandırılması hareketine maruz kalmıştır. Mahkeme Hakiminin bu davranışı tarafı olduğumuz Çocuk Hakları Sözleşmesi, Anayasa, Çocuk Koruma Kanunu ve ilgili mevzuata tamamen aykırı olup uyması gereken Ceza Muhakemesi Kanununun duruşma yönetimine ilişkin hükümlerine de aykırı olması nedeniyle, her yönüyle hukuka aykırıdır. Duruşmanın disiplinine ilişkin uyguladığı kuralın dahi, gerekleri yerine getirilmemiş olup nitekim bir üst Mahkeme tarafından bu gerekçeyle kararı kaldırılmıştır.
Mahkeme Hakiminin hiçbir yasal düzenlemeye uymayan meslektaşımızın özgürlüğünün kısıtlanmasına da neden olan bu davranışı, Birleşmiş Milletler Bangalor Yargı Etiği Kuralları ile de bağdaşmamaktadır. Her yönüyle hukuka aykırı olan ve meslektaşımızın özgürlüğünün keyfi olarak sınırlanmasına neden olan bu hareketler hiçbir şekilde kabul edilemez.
Yasal yollara başvurma haklarımız saklı kalmak üzere, meslektaşımızın yanında olduğumuzu, olayın takipçisi olacağımızı, bu olayı kınadığımızı kamu oyuyla paylaşıyor, başta Hakimler Savcılar Kurulu olmak üzere TBMM Adalet Komisyonu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Adalet Bakanlığı, Mağdur Hakları Daire Başkanlığı ve ilgili tüm kuruluşlardan olayın soruşturulmasını talep ediyoruz.