Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Ecrin Zeybek, ilişkilerde çiftlerin sorun noktasında aynı noktada buluşabilmesinin önemine dikkat çekerek; “Evliliğinizde sürekli tartışma hali, değersizlik duygusu veya birbirinizi değiştirmeye çalıştığınız bir süreç ilerliyorsa; bir uzmandan destek alın” dedi.
Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Ecrin Zeybek, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde ‘Evlilik ve İlişkiler’ üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Evliliği “Biz şuuru ile benlerle yaşayabilme becerisidir” diye nitelendiren Uzman Klinik Psikolog Ecrin Zeybek, “Evlilik, saygı duyarak değiştirmeden yaşayabilme, birbirini var olduğu gibi kabul etmektir. Temel kuralları vardır ve evrenseldir. Bu kuralları çiftlerin dışında kayınvalide, görümce, kültürel yapı belirliyorsa evlilikten sıkılıyoruz veya yoruluyoruz. İlişki, bir ötekiyle duygusal ve fiziksel anlamda ilişik olma halidir. İlişki dinamiğiyle evliliğin dinamiği zıttır. Genellikle ilişkideki ve evliliklerdeki problemler, temel gereksinim ve ihtiyaçların karşılanmamasından kaynaklıdır. Eğer bu gereklilikler karşılanmıyorsa çiftler kendilerini sorunun kucağında bulur. Hayatımızın her döneminde olduğu gibi ilişkilerde de olmazsa olmazlar mevcuttur. Bunlardan biri veya birkaçı olmadığında ilişkiler problem yaşar” dedi.
İlişkilerin sürdürülmesinde aşk, sevgi ve romantizmin payına vurgu yapan Ecrin Zeybek, “Bazılarına göre aşkın tanımı ona şarkılar söylemek, pahalı hediyeler, lüks mekanlardır. Aslında aşktan bahsederken, ona tutunma sebebinden bahsederiz. Ona evet deme sebebi, ilişkinin devam etme sebebi, hayatında neden onun olduğunun sebebidir. Bazen bu tutunma sebebi dürüstlük, çekicilik, masumiyet, yakışıklılık veya güzellik veya daha birçok sebep olabilir. Bunlar kişiden kişiye fark gösterir. Aşkın misyonu küçük sorunları tolere eder. ‘Çok sıkıldım, bana göre değilmiş, büyüsünü kaybetti’ gibi söylemler aslında aşkı bir nevi kaybetmektir. Sevgi bir ötekine her istediğini almak, kendinden ödün veren fedakarlıklar, her dediğinde tamam demek değildir. Sevgi aslında varlığı değerli kılmak ve o olduğu için sevmektir. Romantizm, beklenenlerin dışına çıkabilmektir. Farklı hissettirmektir. Bazen bir tavırla, eşyayla, üslupla bu gerçekleşir. Çoğu zaman hep aynı şeyleri yapmaktan, rutinden sıkılırız. Örneğin her gün aynı yemeği yemiyoruz. Aynı çorbayı bile her gün içsek farklı baharatlarla renklendiriyoruz. Bu nedenle evlilik veya ilişkilerde canlılığı, dinamizmi ayakta tutmak önemli. Bazen evin eşyalarının yerini değiştirmek, yemek masasında farklı sandalyede oturmak veya misafir yemek takımlarında yemek yemek bile ilişkinin dinamizmini değiştirir” diye konuştu.
İlişkilerin kaliteli zaman geçirilerek ve doğru bir iletişim yakalayacak sağlamlaştırılabileceğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Ecrin Zeybek, şöyle konuştu:
“Kaliteli zaman geçirmek, aynı şeye odaklanma becerisidir. Ne olduğunun da önemi yoktur. Film olabilir, bir konuyu konuşmak olabilir. Bu noktada önemli olan şey farklı şeylerle ilgilenmemektir. Örneğin film izlerken birinin uyuması veya telefona bakması kaliteli zaman olmaz. Aksi taktirde bu durum bir tarafı değersiz hissettirir. Kaliteli zaman dediğimiz olgu sürekli vakit geçirmek, 7/24 birlikte olmak değildir. Araştırmalara göre çiftlerin birbirlerine ayırdığı yarım saat yeterli olacaktır. Doğru iletişim, ilişkilerinizi güçlendirebilir. ‘Konuşamıyoruz, beni anlamıyor, konuşmaların çoğu tartışmayla bitiyor’ gibi söylemler iletişimde büyük eksiğimizin olduğunun göstergesidir. Şüphecilik ve belirsizlikler ilişkilere büyük zarar verebilir. Sadakat ve güven sadece 3. kişiler değildir. Tüm her şeyiyle güvenmek, telefonunu karıştırmadan, gittiği yerleri, kimlerle olduğunu sorgulamadan, içimizden acabalar geçmeden ‘Sana güveniyorum’ diyebilmek aşkı güçlendirir. Saygı, varlığa saygı duymaktır. Para, amaç değil fakat araçtır. Eksikliği ilişkilerde problem çıkartır”
“İlişkinin dinamikleri olduğu gibi cinselliğinde dinamikleri mevcut. Öpüşebilmek, konuşabilmek, dokunabilmek, sevişebilmek, odaklanabilmek, arınabilmek gibi. İlişkiler ve evlilikler tabi ki her zaman mükemmel olamaz. İlişkiye başlandığında çoğumuz bazı durumları tolere ederiz. Örneğin ‘Öfkeli ama beni çok seviyor’ veya ‘Bu durumdan rahatsız oluyorum fakat göremezden gelebilirim’ şeklinde. Sonrasında evlendiğimizde bu tolere ettiğimiz durumları artık edememeye ve ‘Yoruldum bunun değişmemesini istiyorum’ şeklinde tartışmalar yaşarız. Fakat birini değiştirmeye çalışmak, en zor olanıdır. O yüzden var olduğu gibi kabul etmek önemlidir. Çiftler sorun noktasında aynı noktada buluşabiliyor olması önemlidir. Bu noktada evliliğinizde sürekli tartışma hali, değersizlik duygusu veya birbirinizi değiştirmeye çalıştığınız bir süreç ilerliyorsa; bir uzman desteği alarak çift terapisine başvurmanızı öneririm”