Denizli’nin tarihi bakımında şanslı bir şehir olduğu hep söylenir. Kültürel zenginlik açısında ön plana çıkan Denizli’de Tabea Antik Kenti’ni hiç duymuş ya da gezme fırsatına sahip olmuş muydunuz? İşte Kale ilçesinde bulunan Tabea hakkında bilinenler
Artık Dünyaca ünlü tanınan Hierapolis ve Laodikya dışında, Denizli’de bugün hala tam manası ile gün yüzüne çıkarılamamış belki de adını daha önce hiç duymadığınız antik kentler bulunuyor. Denizli’nin Antik Kentlerinden biri olan Tabea Antik Kenti ise son zamanlarda adını sık sık duymaya başladığımız tarihi Helenistik döneme kadar dayanan bir kültür mirası olarak dikkat çekiyor.
Tabea Antik Kenti, Büyük İskender’den sonra Anadolu’da kurulan kent devletlerden biridir. Doğal bir kale görünümündeki antik kentin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Büyük İskender’in Makedonya İmparatorluğu’ndan sonra kurulduğu tahmin edilen şehir dönem dönem farklı medeniyetleri ağırlamıştır. Bundan 1954 yılına kadar yerleşim yeri olarak kullanılan kente sırasıyla Karya, Helen, Roma, Bizans, Selçuklu, ve Osmanlı gibi medeniyetler yerleşmiştir. 17.yüzyılda sık sık şiddetli depremlerin olmaya başlamış ve deprem sonucunda evler yıkılmıştır. Yaklaşık 12 000 kişinin ölümüne neden olan depremlerin ardından kent boşaltılmaya başlamış ve yıkılan ev sakinleri Kale ilçesine taşınmıştır.
Zengin ve kültürel bir kent olarak bilinen Tabea kenti, kendi adına sikkeler ve altınlar da bastırmıştır. Sikkeleri önceleri gümüş olarak bastırılmış zamanla zenginleştikçe bronz ve altın olarak basılmaya başlanmıştır.
Tahmini olarak 6 devlet ve medeniyete ev sahipliği yapmış Tabea Antik Kenti 17. Yüzyılda gerçekleşen şiddetli depremlerin ardından kent terk edilmiştir. İbni Batuta ve Evliya Çelebi gibi seyyahların defterlerinde yaklaşık 50 bina planlı ev 300 tek odalı ev, 5 cami, bir hamam, üç mektep, 3 sebil ve iki tekke olduğunu yazmışlardır. Ancak bu yapılardan günümüze Roma döneminden kalma oyma evler, toprak üzerinde 2 camii, bir hamam, bir çeşme ve bir sebil ulaşabilmiştir.
Kentin girişinde en çok göze çarpan yapı doğal kayaya oyulmuş niş binalarıdır. Ev olarak kullanıldığı tahmin edilen odalarda dikkat çeken bir diğer detay da sıvanalardan ahşap kapılarıdır. Bina kuzey güney doğrultusunda yapılmış olup, plan bakımından dikdörtgen şeklindedir. Bu evler genellikle kayalık platonun uçurum ve sarp kısmında yer almaktadır.
Antik kentte aralıksız süren yerleşim ve en son terk edilen antik kentlerden biri olan Tabea’da en çok dikkat çeken yapılardan biri de 19. Yy Osmanlı’nın batılılaşma sürecinde inşa edildiği bilinen Cevher Paşa Camiisi’dir. Dikdörtgen planlı ve kuzey kısmında cemaat yeri bulunan yapının kuzeybatısında da minaresi bulunmaktadır. Zaman içinde yerleşimin Eski Kale’den başka yere taşınması ile de uzun süre kullanılmamış bu nedenle de uzun süre bakımsızlıktan büyük hasarlar almaya başlamıştır.
Kayaya oyulmuş tek odalı evler ise bir diğer yapıdır. Sarp kayalıklara oyularak oluşturulan yapıların ev olarak kullanıldığı düşünülüyor.
Tabea Kenti, Denizli’nin Kale ilçesinin 1 km. kadar güney batısında olup Denizli – Muğla karayolunun 78. Kilometresinde yer almaktadır. Antik dönemlerden kalma eski bir yerleşim yeri olan ve Osmanlı döneminden 1954’lü yıllara kadar yerleşim yeri olarak kullanılan Tabea, halen günümüzde kazı çalışmalarının durmadan devam ettiği bir yerleşim alanıdır.
Önemli stratejik konumlardan birisi olan Tabea ticarette de kendini geliştirmiştir.
Tabea Antik Kenti Denizli – Muğla karayolunun 78. kilometresinde bulunmaktadır. Denizli’den Kale ilçesine minibüs ve otobüs ile ulaşım sağlanmaktadır.
Tarihin içinde kaybolmayı sevenlerin en çok merak ettiği sorulardan biri de antik kentlere giriş ücreti oluyor. İşte tam da burada size güzel bir haberimiz var. Tabea kentinde halen kazı çalışması devam ettiği için herhangi bir giriş ücreti bulunmamakta. “Nedir, ne kadar?” diye düşünmeden arabaya atlayıp bu antik kenti keşfedebilirsiniz.
Dilerseniz ilgili haberler ve içeriklerimize göz atabilirsiniz:
Tarihi ile Çok Özel Bir Alan Tabae Antik Kenti Uyanıyor
Denizli’nin Bilinmeyen Antik Kentleri