Denizli’de DİSGDER, İSGDER ve EGEİSFED Merkezefendi Kültür Merkezi’nde ‘Acil Durum Sempozyumu’ gerçekleştirdi. İş sağlığı ve güvenliği açısından acil durumlarda neler yapılması gerektiği, idari ve hukuki yükümlülüklerin anlatıldığı sempozyuma dernek üyeleri dışında çok sayıda iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı katıldı.
Denizli İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Derneği (DİSGDER), İş Güvenliği Uzmanları Derneği (İSGDER), Ege İş Sağlığı ve Güvenliği Federasyonu (EGEİSFED) 23 Mart tarihinde Denizli’de ‘Acil Durum Sempozyumu’ düzenledi. . İş sağlığı ve güvenliği açısından acil durumlarda neler yapılması gerektiği, idari ve hukuki yükümlülüklerin anlatıldığı sempozyuma dernek üyeleri dışında çok sayıda iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı katıldı. 2 oturum halinde gerçekleşen sempozyumun açılış konuşmasını DİSGDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Metin Aybar yaptı. Derneklerinin 6 yıl önce kurulduğunu ve kısa zamanda verimli çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlatan Aybar iş güvenliği uzmanlarına derneklerine üye olma çağrısı yaptı. DİSGDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı (İGU) Deniz İpek ise sunumlar öncesinde Acıpayam’da yaşanan depremde zarar gören tüm depremzedelere geçmiş olsun dileklerini iletti.
Programda ilk sunumu Emekli Bomba Uzmanı, İGU ve TMGD Yüksel Maral yaptı. Sabotajlar ve tesis koruma başlığı altındaki sunumunda Maral acil durum yönetim evlerini anlatarak acil durum öncesi ve sonrası için hazırlıklı olmak gerektiğini ifade etti. Acil eylem planı olması gerektiğinin altını çizen Maral bu planın tebliği ile yetinilmesinin bir anlam ifade etmediğini vurgulayarak: “Birçok mevzuat ve yönetmelik var. Eğer biz bunları sadece yapmak için dosyalayıp insanlara tebliğ edersek, acil durum meydana geldiğinde görevlilerimiz ne yapacağını şaşırır. Kriz yönetimi oluşturmalıyız ve bu kriz yönetimi şirketin genel müdüründen başlayarak kafeteryadaki çaycıya kadar devam etmeli” dedi. Acil durum planlarının ayrıca güncellenip revize edilmesi gerektiğini belirten Maral bu güncel plana dair de “yönetim onayına sunularak tüm çalışanlara aktarılmalıdır” dedi.
Sabotaj başlığı altında akla ilk olarak terör saldırılarının geldiğini ifade eden Maral bir babaya oğlu tarafından kurye kılığında yapılan bombalı sabotaj örneğini hatırlatarak sabotajın da mekanik, kimyasal, biyolojik ve benzeri çeşitleri olduğunu aktardı. Maral, iş yeri garajında park edilen araçların yönü ve düzeninin bile muhtemel acil durumlara hazırlıklı olmak açısından önemli olduğunu söyledi. Terör saldırılarında basının da dikkatli olması gerektiği uyarısında bulunan Maral; koruma planı içerisinde basın ile iletişimi sağlayacak bir birimin de eğitilmesi gerektiğini söyledi.
Bir işletmede unutulmaması ve daima hesaba katılması gereken şeyin ‘güvenliğe harcanan para’ olduğunu üzülerek ifade eden Maral, “Güvenliğe harcanacak para yönetimin gözünde maalesef gereksiz görülür. Maddi kaynaklarımız her zaman sınırlı bunun çok iyi planlanması ve değerlendirilmesi gerekir” dedi.