İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinden 4 saat sonra Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin Denizli’de milli mücadele ateşini yaktığı gün, 100 yıl sonra yeniden canlandırıldı. Binlerce Denizlili ellerinde Türk bayrakları ile 100 yıl önce olduğu gibi Bayramyeri Meydanı’na kadar Denizli Sancağı arkasından yürüyerek, birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Denizli’de Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin milli mücadele ateşini yaktığı 15 Mayıs 1919 Milli Mücadele Günü, Denizli Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği etkinlikle kutlandı. 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’nda başlayan törende Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından binlerce Denizlili mehteran takımı eşliğinde 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’ndan Atatürk Caddesi’ni takip ederek Kayalık Caddesi’ne ulaştı. Ellerindeki Türk bayrakları, Denizli Sancağı arkasından yürüyen binlerce Denizlili 100 yıl önce Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin çağrısı ile başlatılan Milli Mücadele Günü’nü canlandırdı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği, cadde ve sokaklara sığmadığı etkinlik Bayramyeri Meydanı’nda devam etti.
Gösterilerin ardından burada bir konuşma yapan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, 15 Mayıs’ın Denizli ve Türkiye için çok önemli bir tarih olduğunu belirterek, “Denizli’de yakılan bu kıvılcım, bugün hür ve bağımsız yaşamamızın vesilesi ve başlangıcı olmuştur” dedi. Başkan Osman Zolan, o gün yaşanan tarihsel süreci bilimsel kaynaklara dayanarak detaylı bir şekilde anlattı. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunan işgaline uğramasının ardından 4 saat sonra Denizli’nin milli mücadele ateşini yakan ilk şehir olduğunu, kentin gösterdiği bu vatan ve bayrak sevdasının tarihi hakkında tartışma yaratmaya çalışanlara da gönderme yapan Başkan Osman Zolan, İzmir işgali olduğu gün okunan fetvanın içeriğinden de tarihin net bir şekilde ortaya konduğunu ifade etti.
Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin Bayramyeri Meydanı’ndaki fetvasının detaylarına bakıldığında o günün tarihinin 15 Mayıs 1919 olduğunun açık seçik anlaşıldığını anlatan Başkan Zolan, “İzmir 15 Mayıs 1919’da işgal edilmiştir. Fetvada da zaten, ‘Bugün sabahın erken saatlerinde İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir’, ile ‘…İzmir’in şu birkaç saat içinde irtikap edilen cinayetler gösteriyor’ cümleleri geçiyor. Burada fetvanın verildiği gün ile İzmir’in işgal gününün aynı olduğu açıktır” dedi. Başkan Zolan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aslında işin ruhuna bakmak lazım, işin ruhunu, aslını bir kenara koymak isteyenler başka tartışmalara girebilirler. Biz işin esasındayız. İşin esası vatandır, bayraktır, Denizlimizin duruşu, onuru ve şerefidir. Biz işin bu kısmına bakıyoruz, diğer kısmında da herhangi bir şüphemiz yok.”
Denizli’nin çok güçlü bir tarihi geçmişe ve birikime sahip olduğunu vurgulayan Başkan Osman Zolan, “Çok şükür ki Denizli böyle bir ecdada sahip. Ecdadımız Denizli’ye böyle güzellikler bırakmış. Allah’ım bizlere de, geleceğe güzel eserler, birçok güzellikler bırakmayı, bayrağımızı dalgalandırmayı, vatanımızı böldürmemeyi, ezanlarımızı susturmamayı nasip etsin. Gençlerimize bu vatanımızı sapasağlam teslim edelim. İşin esası budur, gerisi laftır. Bu şehirde yaşayan herkes bu güzelliklere, değerlere sahip çıkmak ve sürdürmek durumundadır. Denizlimiz bu işi bilen ve sahip çıkan durumdadır. Tüm Denizlili kardeşlerime çok teşekkür ediyorum. Bu duruşumuz, yürüyüşümüz daim olsun. Yarınımız bugünden daha güzel olsun” dedi.
Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin 100 yıl önce Bayramyeri Meydanı’nda okuduğu fetvayı okuyan Başkan Zolan, şunları kaydetti: ” Muhterem Denizlililer! Bugün sabahın erken saatlerinde İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Bu tecavüze karşı hareketsiz kalmak, din ve devlete ihanettir, vatana karşı irtikâb edilecek cürümlerin Allah ve tarih önünde affı imkânsız ve günahtır. İşgal edilen memleketler halkının silaha sarılması ve savaşması farz-ı âyn’dır. Hemşehrilerim, Karşımıza çıkarılan dünkü tebâmız Yunan’a biz mağlup olmadık. Onlar öteki düşmanlarımızın vasıtasıdır. Yunanın bir Türk beldesini ellerine geçirmelerinin ne manâya geldiğini, İzmir’de şu birkaç saat içinde irtikâp edilen cinayetler gösteriyor. Silâhımız olmayabilir, silah ve cephane azlığı veya yokluğu hiçbir zaman mücadeleye mani teşkil etmez. Elinizde hiçbir silahınız olmasa dahi yerden üçer taş alarak düşman üzerine atmak sureti ile mutlaka fiili mukabelede bulununuz. İstiklâl aşkı, vatan sevgisi, haysiyet şuurumuz ve kalbimizde imân ile mücadelemizin sonunda zaferi kazanacağız. Bu uğurda canını verenler şehit, kalanlar gazidirler. Bu mutlak olarak cihad-ı mukaddestir. Sizlere vatanımızı düşmana teslim etmenin çaresiz olduğunu söyleyenler, düşman esareti altında olanlardır. Onlar irâde ve kararlarına sahip değildirler. Bu vaziyette olanların emri ve fetvası aklen ve şer’an caiz, makbul ve muteber değildir. Meşru olan münhasıran vatan müdafaası ve istiklâl uğruna cihâddır. Korkmayınız, Me’yus olmayınız… Bu livayı hamd’in altında toplanınız ve mücadeleye hazırlanınız. Müftümüz olarak cihad-ı mukaddes fetvâsı’nı ilân ve tebliğ ediyorum.”