30 Eylül’de Bursa’da gerçekleşen Genişletilmiş Ege Marmara Bölge Baro Başkanları toplantısında Başkanlar önemli kararlar ve söylemleri kamuoyu ile paylaştılar. Toplantıdan sonra yayımlanan bildiride;”Avukatlar, dünyanın her yerinde o ülkelerin hukuk tarihini yazan tarihçilerdir.Bu ülkenin hukuk tarihi de avukatlar tarafından bir direniş tarihi olarak yazılacaktır.”dikkat çekti
30 Eylül 2017 tarihinde Bursa’da Genişletilmiş Ege Marmara Bölge Baro Başkanları toplantısına katılan Başkanlar, metinde geçen hususları kamuoyu ile paylaşmaya karar verdiler.
”Dikkali Davranılmalı ve Yanılmamalılar”
Toplantıya katılan Baro Başkanları, sadece yerine getirdikleri görevlerinin doğal bir uzantısı olarak değil, bu ülkenin birer yurttaşı olarak, ülkelerinin bölünmez bütünlüğünü savunmaktadırlar. Bu bağlamda Kuzey Irak’ta yapılan referandumla ilgili olarak, self determinasyon hakkının kullanımına ilişkin hukuki gerekçelerin yeterli olmadığı ve bu referandumun uluslararası hukuk açısından bir dayanağının bulunmadığı konusunda mutabıktırlar. Baro Başkanlarının, hukuki değerlendirmeler kadar önemsedikleri siyasal boyut ise gelinen nokta açısından kaygı verici sonuçlar içermektedir. Zira söz konusu referandum sadece Irak’ı değil bölgeyi de kaosa sürükleyecektir. Siyasal iktidarın bu konu ile ilgili bakış açısının yeterli kararlılık içermediği, alınması gereken önlemleri almakta geciktiği ve gelinen sonuç itibari ile sorumlu olduğu hususunun saptanması gerekli görülmüştür. Önceki izlenen siyasetler itibari ile Irak’ın kuzeyinden çıkarılan petrolün Bağdat’ın onayı olmaksızın Halk Bankası eli ile pazarlanması ve giderek “bağımsız bir ülke gibi” Kuzey Irak Bayrağı ile karşılama yapılması, iddialara meşruiyet zemini yapılmaya çalışılmaktadır. Gelinen noktada iktidardan beklentimiz, bu güne kadar yapılan yanlışlardan vazgeçilerek sözde kararın, uluslararası meşruiyet kazanmaması için daha dikkatli davranmaları ve artık yanılmamalarıdır.
”KHK uygulamalarına son verilmelidir”
Baro Başkanları, ülkemizde yaşanan OHAL koşullarının amacını oluşturan terörle mücadeleyi aşan bir boyutta sürdürülmekte olduğunu tespit etmişlerdir. FETÖ ile mücadele konusunda, adil yargılanma hakkı gözetilerek yapılacak yargılamaları önemsenmektedir.15 Temmuz Darbe Girişiminin sorumlularının hesap vermesi konusunda tereddüt bulunmadığı teyit edilirken, KHK’lar eliyle geliştirilen yeni sürecin giderek FETÖ ile ilgisi bulunmayan muhalefetin sindirilmesi operasyonuna dönüşmesine ilişkin ciddi kaygı beslemektedirler. Bu bağlamda özellikle FETÖ veya başka terör örgütlerinin yaftalaması veya böyle bir yaftalamaya gerek olmaksızın dahi, geçmişte yaşanan hukuksuzlukların benzerleri ile karşılaşmış olmaktan ciddi bir kaygı duymaktadırlar. Cezaevlerinde yaşanan sağlık sorunlarının görmezden gelindiği ve yaşam kayıplarına neden olacak duyarsızlıkların sergilendiği gözlenmektedir. Diğer yandan, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerine yapılan operasyonlarda somutlaşan bu gerçeklik, ülkemizde ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açan çok ciddi sonuçlar doğurmuştur. Tüm bu sonuçlara yol açan ve Parlamenter Demokratik Sisteme açık aykırılık içeren, hukuk devleti ilkelerinden uzak ve anayasal yargı denetimi dışında bırakılan KHK uygulamalarına bir an önce son verilmesi gerekmektedir.
Baro Başkanları, bu süreçte savunma hakkının ciddi biçimde ihlal edildiği ve gelinen süreçte hukuk devletinden giderek uzaklaşılmakta olduğunu tespit etmişlerdir
Savunma hakkı, adil yargılamanın “olmazsa olmazı”; avukatlık mesleği hukuk devletinin turnusol kağıdıdır. Diktatörlükle yönetilen devletlerin tamamında şatafatlı adliyeler, sırmalı cübbeleriyle hakim ve savcılar mevcuttur. Ama bağımsız savunma ve onurlu avukatlar, yalnızca adaletle yönetilen hukuk devletlerinde bulunur.
”Saldırı savunma hakkını engelliyor”
Son günlerde, avukatlara yönelik fiili saldırılar ve meslektaşlarımızın savunma hakkını engelleyecek mahiyette uygulamalar artmıştır. Görevi başında öldürülen, şiddete maruz bırakılan, tehditle yıldırılmaya çalışan meslektaşlarımızın haberleri her gün gazetelerde yer almaktadır. Bu saldırgan tutum, Viranşehir örneğinde olduğu gibi bir Baro Başkanına kadar vardırılmıştır. Bunun yanında, kollukta, yargı önünde ve hemen hemen her bürokratik kurumda meslektaşlarımız akıl almaz engellemelerle ve hatta işkencelerle karşılaşmaktadırlar. Sadece görevini yerine getirdiği için duruşma salonlarında hakarete uğrayan, vekilliğini üstlendiği kişiyle veya bu kişiye atfedilen suçla özdeşleştirilen avukatlar, üstlendikleri davada sanık olarak yargılanabilmektedirler.
Yaşanan süreçte Barolar Demokratik Hukuk Devletinin yeniden oluşturabilmesi için meslektaşları ile birlikte mücadele vermeyi varlık nedeni saymaktadırlar. Avukatlar, dünyanın her yerinde o ülkelerin hukuk tarihini yazan tarihçilerdir. Bu ülkenin hukuk tarihi de avukatlar tarafından bir direniş tarihi olarak yazılacaktır.
Toplantıda alınan kararların altına imza atan baro başkanları işse şöyle;
Afyon Barosu Başkanı
Av. Turgay Şahin
Antalya Barosu Başkanı
Av. Polat Balkan
Antalya Barosu Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Özhan Karazeybek
Aydın Barosu Başkanı
Av. Gökhan Bozkurt
Balıkesir Barosu Başkanı
Av. Erol Kayabay
Bursa Barosu Başkanı
Av. Gürkan Altun
Çanakkale Barosu Başkanı
Av. Bülent Şarlan
Denizli Barosu Başkanı
Av. Müjdat İlhan
Eskişehir Barosu Başkanı
Av. Rıza Öztekin
Gaziantep Barosu Başkanı
Av. İskender Kahraman
Hatay Barosu Başkanı
Av. Ekrem Dönmez
İstanbul Barosu Başkanı
Av. Mehmet Durakoğlu
İzmir Barosu Başkanı
Av. Aydın Özcan
Kırklareli Barosu Başkanı
Av. Turgay Hınız
Kocaeli Barosu Başkan Yardımcısı
Av. Ali Yıldırım Sezer
Kütahya Barosu Başkanı
Av. Ahmet Atam
Manisa Barosu Başkanı
Av. Ali Arslan
Muğla Barosu Başkanı
Av. Cumhur Uzun
Sakarya Barosu Başkanı
Av. Zafer Kazan
Tekirdağ Barosu Başkanı
Av. Erhan Sezer
Uşak Barosu Başkanı
Av. Gürcan Sağcan
Yalova Barosu Başkanı
Av. Hakan Gergeroğlu