Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ın, Büyükşehir Belediye Meclisinde yaptığı ‘’ İnşaat sektöründe yaşanan sorumlusu biz değiliz’’ açıklaması ve TMMOB’ye bağlı odaların Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına dair Yönetmelik ‘ te yer alan bazı maddelere karşı açtığı davayı işaret etmesine, TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu’ndan cevap geldi. Açıklamada,’İnşaat sektöründe son yıllarda yaşanan ve gün geçtikçe derinleşen büyük krizin faturasının, 2 ay önce Belediyelere tebliğ edilen Yürütmeyi Durdurma kararına bağlanması gerçeklerin üzerini örtmek anlamındadır”dendi.
TMMOB’a bağlı odaların “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği” hakkında açtığı dava sonucu Denizli ve Türkiye’de büyük sorunlar yaşayan inşaat sektörüyle ilgili konuşan Başkan Zolan, “Bunun müsebbibi ne büyükşehir belediyeleridir ne de ilçe belediyeleridir, bu TMMOB’a bağlı odaların açtığı dava sonucunda ortaya çıkan bir husustur” demişti. Başkan Zolan’ın bu açıklamasının ardından TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu’ndan cevap geldi.TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu sekreteri Mehmet Sarıca, Denizli Mimarlar Odası Başkanı Mehmet Serdar Alayont konu ile ilgili Osman Zolan’ın aksine çarpıcı açıklamalarda bulundu.
TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu sekreteri Mehmet Sarıca, TMMOB’un açtığı davanın gerekçesinin, yönetmeliğin kamu yararı taşımadığı ve meslektaşlarının yok sayılmasına yönelik olduğunu bu davada Danıştay eski yönetmelik için yürütmeyi durdurma kararı verdiğini belirtti.Sarıca,”Bu karar önceden ruhsatlandırılmış binaların yapı kullanma izin belgelerinin alınmasında, açma ruhsatı verilmesinde yürütmeye durdurma kararı etken değildir. Çünkü kararlar geriye dönük işlemiyor. Bu şuanki inşaat sektöründeki daralmayı TMMOB’un üzerine atma anlamında yapılan bir açıklamadır. Ben okuduğumda şok oldum. Açma ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi verilemediğinden bahsediliyor. Yapı ruhsatı alınmış, bina tamamlanmışken yapı kullanma izni almaya giden vatandaşa bu karar hiçbir olumsuz etki yapmıyor”dedi.
Toplantıda konuşan Denizli Mimarlar Odası Başkanı Mehmet Serdar Alayont yönetmelik hakkında açıklamalarda bulundu. Alayont,”2017 yılında yeniden yazılan bir imar yönetmeliği vardı. Bu imar yönetmeliği kendi imar yönetmeliği olmayan büyükşehirlede ve diğer illerde geçerliydi. Denizli Büyükşehir Belediyesi’nde 2014 yılından bugüne çalışmalar yapılmasına rağmen kendi imar yönetmeliği yayımlanmadı. Denizli’de 2017 yılında yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ni kullanıyordu. Bu yönetmelikle alakalı TMMOB’ye bağlı odaların davası vardı. Bu davada yürütmeyi durdurma kararı verildi. Mart 2019’dan itibaren belediyeler ruhsat vermeye devam etti ama yürütmeyi durdurma kararındaki maddeleri dikkate alarak işlemlere devam etti. Yani ruhsat verilmiyor durumu yok. Bu kararla firmalar eski yönetmeliğe göre yapılan projlerle yeni yapı ruhsatlarına erişemiyorlar. Bu yürütmeyi durdurma kararının en önemli maddesi de emsal artışının olmasıdır”
Denizli Mimarlar Odası Mehmet Serdar Alayont, şuanda ruhsat izni verilmediğinin sadece bir iddia olduğunu aldıkları duyuma göre bu izinlerin verildiğini belirtti. Alayont,”Şuanda izin verilmeyen başvuruların nedeni eski yönetmelikle başvuru yapılmasıdır. Yürütmenin durdurma kararının ardından yapılan başvurularda verilen karara uyulması gerekiyor. Karardan önce yapılan başvurular yapanlar ruhsatını alırlar. Bu karar yeni yapı ruhsatı kesilecek olanlar projelerle alakalıdır. İnşaat sektöründeki krizin faili bizler değiliz. Geçen sene 2 bin 100 lira olan demir şimdi 3 bin 600 TL şuanda ruhsatlar alınsa bile firma sahipleri beklemeye girecek. Fiyatlarda maliyet çok arttı”şeklinde konuştu.
HABER:ORAL CAN TATAR
TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu’nun Açıklamasının Tamamı;
Ekonomik krizden en çok etkilenen sektörler arasında yer alan inşaat sektörü, bugün adeta büyük depremi yaşıyor. 2019 yılının ilk aylarında da devam eden inşaat sektöründeki kriz giderek büyümeyi sürdürüyor. Türk lirasının değer kaybı, faiz oranlarının yükselmesi, girdi maliyetlerinin artması Türk ekonomisinin itici gücü olan inşaat sektörünü olumsuz etkilemiştir. Bugün sektörde inşaat malzemeleri satışında ve doğrudan konut satışlarında yaşanan sorunların birden fazla nedeni bulunmaktadır.
TUİK in yayınladığı 21.05.2019 tarihli verilere göre ülkemizde 2019 yılının ilk 3 ayında alınan ikamet amaçlı ve ikamet amaçlı olmayan yeni yapı ruhsatı sayısı toplamı 2017 yılına göre %54.1 ve yüzölçümü toplamı ise %57,8 oranında azalmıştır. Ayrıca yeni yapı ruhsatı alan daire sayısındaki azalma bu oranların daha da üzerine çıkarak, 2019 yılında ruhsat alınan konut sayısında 2017 yılına oranla %68,20 oranında bir düşüş gerçekleşmiştir. Bu rakamlara göre, konut sektöründe 2017 yılında zirveye ulaşan emlak balonunun 2019’un ilk 3 ayında yaşanan bu keskin düşüşle artık patlama noktasına gelmiştir.
İnşaat Sektöründe Kriz Konut Satışlarını da etkilemiştir. Ekonomik krizin olumsuz etkileri verilere yansımış, Türkiye genelinde 2018’de satılan konut sayısı bir önceki yıla kıyasla yaklaşık 34 bin azalarak (yüzde 2.4) 1 milyon 375 bin 398 olmuştur. Ülke ekonomisinin “lokomotifi” haline getirilen inşaat sektöründe ki yaşanan büyük kriz, bu sektöre bağlı olan 250-300 iş kolunu da etkilemiştir. Her alanda olduğu gibi inşaat sektöründe de kriz gerekçesiyle konkordatolar ilan edilmiş, işçiler işten atılmış, meslektaşlarımız, ya işten çıkarılmış ya da esnek çalışmaya maruz bırakılmışlardır.
TÜİK’ in 21.05.2019 tarihinde yayınladığı İnşaat Maliyeti Endeksi verilerine göre 2015 yılında 100 baz puan alınan İnşaat Maliyeti Endeksi, 2019 yılının Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %26,95 artarak enflasyondan daha fazla bir artış kaydetmiştir. Halkımızın bu endeks artışlarının da altında kalan gelir seviyesini ele aldığımızda, orta ve alt gelir grubu için konut sahibi olmak her geçen gün daha da güç bir hal almaktadır.
YAŞANAN SIKINTILARIN KAYNAĞI ÖNCEKİ YILLARA DAYANMAKTADIR.
TCMB’nin küçük-orta-büyük ölçekli 945 inşaat şirketine ait 2016 yılı mali veri ortalamalarını incelediğimizde, 2018 ve 2019 yılında sektörde yaşanan sıkıntıların kaynağının önceki yıllara dayandığı ve şirketlerin mali açıdan kriz ortamlarına dayanıksız bir yapıda oldukları açıkça görülmektedir.
Dolayısıyla bugün inşaat sektörünün içinde bulunduğu sorunların yeni olmadığı, rakamların bunu aslında çok önceden net olarak ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın inşaat sektörüne ait yayımladığı 2016 yılı için bazı seçilmiş mali verileri incelendiğinde, sektörde ki firma yatırımlarının yüzde 82’si borç, yüzde 18’i ise özkaynak ile çevrilmektedir. Elde edilen kar aşırı borçlanma sonucunda ancak borçların faizini karşılayabilir durumdadır.
2019 yılında bir çıkış yakalamak isteyen inşaat sektöründeki kriz yıl sonuna kadar devam etme eğiliminde olacaktır. Geçen yıla göre düşüşün çok sert olmasından dolayı 2019 yılının ilk yarısında büyük bir daralmanın söz konusu olacağı 2018 yılından itibaren çok net görülmüştür.
BUGÜNKÜ DURUMUN TEMELİNDE YILLAR BOYU İZLENEN POLİTİKALAR YATMAKTADIR.
2008 krizinde de Rantı en yüksek yerlerden başlanarak, ihtiyaç temelli olmayan, sosyal niteliği yok sayılan konutlar üretilmiştir. Bugün ülke genelinde gelinen son noktada 3 milyon civarında fazladan konut olduğu bilinmektedir. Bugün krizle beraber artan işsizlik ve hayat pahalılığı nedeniyle, insanların ne peşin nede banka kredisiyle ev alacak parası yoktur.
Bu süreçte sürekli dışarıya borçlanılarak, kamu bankalarından çiftçiye veya ihtiyacı olan yurttaşa verilmeyen milyarlarca kredinin, kamu-özel ortaklığı çerçevesinde köprülere, havaalanlarına aktarıldığı bilinmektedir.
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YAŞANAN KRİZ, TMMOB’ YE BAĞLI ODALARIN AÇTIĞI DAVAYA DAYANDIRILAMAZ.
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Osman Zolan’ın, Büyükşehir Belediye Meclisinde yaptığı ‘’ İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YAŞANAN SORUNUN SORUMLUSU BİZ DEĞİLİZ.’’ açıklaması, inşaat sektöründe yaşanan büyük krizi meydana getiren gerçekleri yansıtmamaktadır.
TMMOB ye bağlı odaların ‘03.07.2017 ve 30.09.2017 tarihli Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına dair Yönetmelik ‘ te yer alan bazı maddelere karşı açtığı dava ile ilgili Danıştay 6. Dairesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararının tebliği Belediyelere 13. Mart.2019 tarihinde yapılmıştır.
Bugün inşaat sektöründe uzun zamandır yaşanan sıkıntıların ana nedeni, mevcut iktidar tarafından yıllarca izlenen yanlış politikalardır. İnşaat Sektörünün yaşadığı krizde, uluslararası kredi kuruluşlarının, politika ve ekonomiyi etkileyen kararlarının doğrudan etkisi bulunmaktadır. Ülkemizde ithalata bağımlı bir sektör olan İnşaat sektörüne bağlı bir büyüme, dış ticaret açığının genişlemesine ve Türkiye’nin dış dengelerinin sarsılmasında önemli rol oynamaktadır.
Bugün inşaat sektörünün içinde bulunduğu sorunların yeni olmadığını, rakamların bunu aslında çok önceden net olarak ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Sektör üzerinde yapılan araştırmalardan çıkan çok net verilere göre, İnşaat sektöründe son yıllarda yaşanan ve gün geçtikçe derinleşen büyük krizin faturasının, 2 ay önce Belediyelere tebliğ edilen Yürütmeyi Durdurma kararına bağlanması gerçeklerin üzerini örtmek anlamındadır.