Denizli 1 Mayıs Platformu üyeleri 3 Kasım’da yapılan polis baskınında göz altına alınan 30 kişi ile ilgili olarak basın açıklaması yaptı.
Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan basın açıklamasını, Denizli 1 Mayıs Platformu adına Hande Özkan yaptı.
Özkan açıklamasında ”Bir yılı aşkın süredir devam eden ve AKP iktidarının açıktan baskı ve sindirme politikalarını meşrulaştıran OHAL rejiminin yarattığı bilanço emeğin, kadının, gençliğin ve ezilenlerin aleyhine ağırlaştırılıyor. Dışarıda savaş konseptitırmadırılırken, içeride ise baskının beraberinde gözaltı-tutuklama furyasının en tabii hedefleri devrimci-demokrat-ötekileştirme, tecrit politikaları güderken, devrimci-demokrat yurtseverlere dönük siyasi soykırım hedefli operasyonlar da artıyor.
Bu çerçevede 3 Kasım günü Denizli’de ”1 Mayıs ve probpaganda” gerekçesi ile yapılan operasyon tabloyu da göstermiştir. 30 kişinin, emeğin ve dayanışmanın günü 1 Mayıs’a katıldıkları ve kürtçe slogan attıkları gerekçesi ile sabah saatlerinde evleri TEM polisleri tarafından basılmış, saatlerce aranmış ve gözaltına alınmışlardır. Yapılan aramalarda evede bulunan kitaplar, ölen devrimcilerin resimleri suç delili sayılmıştır. Telefonlar ve diğer dijital aletler inceleme gerekçesiyle gasp edilmiştir.
Tam 7 ay sonra zor kullanılarak yapılan bu gözaltıların hedefi çok açık. Özellikle 1 Mayıs gibi kazanılmış, meşru bir hak olan günün hedef gösterilmesi tamamen 1 Mayıs’ı ve sokağı kriminalize etme çapasıdır. Tüm ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, dayanışmasına dönük saldırıdır. Emniyetin gözaltına alınanlara sorduğu ilk soru” Neden 1 Mayıs’a katıldın?” sorusuna biz de yanıt verelim. İş cinayetlerinin tırmandırıldığı, gücencesiz çalışmaya izin verildiği, kadın katillerinin, tacizci-tecavüzcülerin kol gezdiği, ezilen uluslara dönük asimilasyonun, katliamların gerçekleştirildiği,rantın ve doğa katliamlarının devlet politikası haline geldiği ve dahasıyla yaşamak değiş tüm bunların karşısında dayanışmak adına sokaktaydık. Ancak bir kez daha gerekçelerimizi meşruiyetini sağlmak için olacak ki 7 ay sonra soruşturma sürecine girildi. Kapımız çalındı ve korku furyası yaratmak adına gözaltına alındık. Bilinmesini isteriz ki bu saldırı bizim nedimizde 1 Mayıs’a katılan, sahip çıkan tüm emekçilere, halklara, kadınlara ve gençliğe yapılmıştır. Gözaltı sürecinde psikolojik şiddetin, tehdidin ve korkunun yaratılmaya çalışıldığı görülmüştür. Yapılmaya çalışılanların sindirme, tehdit, asimilasyon, politikadan tecrit ve ajanlaştırma politikası olduğu açıktır.
AKP iktidarı, halihazırda işleyen baskı rejimini OHAL koşullarından aldığı güçle Kürt halkını, emekçileri, kadınları, gençliği, devrimcileri ve yurtseverleri sokaktan, yaşamdan, politikadan tecrit etmek adına keyfi saldırılarıyla inşa etmeye çalıştığı yeni toplum hayatını gösteriyor. Denizli’de 3 Kasım günü yaşanmış olan süreç bunun en keyfi örneklerindendir. Bizler bir kez daha yineliyoruz. Alenen 1 Mayız özelinde yargılanmaya çalıştığınız dilimiz, haklarımız, yaşamımızdır ve bizim devrimci-demokrat-yurtseverler olarak izin vermeyeceğiz. Yaratmaya çalıştığınız kan ve zulmün insanlığa dönük suçlar listesinde yerini aldığı gibi bundan hesap soranlara dönük saldırılarımızda kendinizi aklama gafletinizin eseridir. Bu yüzden katiller, hırsızlar tecavüzcüler 1 Mayıs’ı yargılayamaz. Bu yüzden yapılan ‘1 Mayıs ve propaganda” operasyonu-saldırısı boşa düşmüştür. Emeği ve dayanışmayı baltalayamazsınız, 1 Mayıs; emekçilerin, halkların, kadınların, gençliğin ve bütün ezilenlerin dayanışma günüdür, yargılanamaz” ifadelerine yer verdi.