AK Parti Grup Başkanvekilleri tarafından TBMM’ye sunulan yasa teklifi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Avukat Gülizar Biçer Karaca’dan güçlü itiraz geldi. Yangından mal kaçırırcasına, muhalefete ve toplumun farklı kesimlerine söz hakkı bırakmamak için alelacele gündeme getirilen yasal düzenlemeleri, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini, KHK’leri tek tek incelemeye aldıklarını belirten Biçer Karaca, “Bizim gündemimiz günübirlik politikalar değil, bizim çabamız tek adam rejimi inşasının ürünü olan hukuksuzluklar, yok sayılan evrensel ilkeler, çiğnenen anayasal haklar için didik didik ederek madde madde düzenlemeleri deşifre etmek ve mücadeleyi kesintisiz sürdürerek anayasal hakların yok sayılmasının önüne geçmek” dedi.
Karaca,”15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından 7 kez olağanüstü hal uygulamasını uzatan hükümet, 18 Haziran’da OHAL’in kaldırılacağını müjde gibi sunarken, hukuksuzluğu olağanlaştırmak için TBMM’ye yasa teklifi sundu. Sunulan teklifle düzenleme ve tedbir adı altında, anayasaya aykırı hükümlerin yasalaştırılması hedefleniyor.”dedi
Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’nın dikkat çektiği noktalar:
Yeni yasa teklifi OHAL uygulamalarını yasallaştırmayı, kalıcılaştırmayı hedefliyor. OHAL’i kaldırdık deseler de OHAL uygulamaları önerilen yasa teklifiyle devam edecek. Yasa teklifiyle, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapılması engellenecek. Buna göre ‘vatandaşın günlük yaşamını aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştıracak’ toplantı ve gösteri yürüyüşlerine Valilik izin vermeyebilecek. “Aşırı ve katlanılmaz” eylem kime ve neye göre belirlenecek! Bu durumda, Gezi direnişindeki gibi, durarak tepkisini ortaya koyma eylemi dahi “aşırı” ve “katlanılmaz” diye nitelendirilebilir. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini belirsiz kriter ve kıstaslarla sınırlandıran bu teklif, yasal eylem ve tepkileri engellemeyi hedefliyor.
Anayasamızın 13. Maddesinde; Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” denilmektedir. Ancak teklifte yer alan kamu düzenin bozulmasına ilişkin “ciddi belirtiler” ifadesi ile kamu güvenliğini bozabileceği “şüphe”si bulunan kişiler, “belirli yer ve saatler” ifadeleri muğlaktır, inisiyatife bırakılarak düzenlenmesi anayasaya aykırıdır. Anayasa’nın 13. Maddesine göre kişi hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılması sadece yasa ile mümkündür. Düşünceyi açıklama ve yayma hakkı, anayasal bir haktır. Bu hakkın sınırlandırılmasına ilişkin de Anayasanın 19. Maddesinde ‘vatandaşın günlük yaşamını aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmayacak’ hükmü yoktur.
Bir vali, “şüphe” gerekçesiyle bir kişinin seyahat hakkını dahi engelleyebilecek, şehre giriş çıkışlarını dahi yasaklayabilecek. Toplantı ve gösteri hakkının kullanılmasını engellemek de ne yazık ki mümkün olacak. Teklifte yer alan “belirli yerler ve saatler” ibaresi, kişi hak ve hürriyetlerinin kullanılmasını anayasal kıstaslarla ve netlikle değil keyfiyetle sınırlandırmayı getirmektedir. Anayasayı aşacak şekilde düzenleme yapmak istiyorlar. Anayasanın açıkça ihlaline TBMM çatısı altında geçit vermemek için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz.”
AKP Grup Başkanvekilleri tarafından TBMM’ye sunulan kanun teklifi ile İl İdaresi Kanunu’nun 11. Maddesine ekleme yapılıyor, Valiler anayasayla güvence altına alınmış olan kişi hak ve hürriyetlerini sınırlayıcı, muğlak yetkilerle donatılıyor. Teklif yasalaşırsa; “Vali kamu düzeni ve olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde onbeş günü geçmemek üzere ildeki belirli yerlere girişi ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınırlayabilir; belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini düzenleyebilir veya kısıtlayabilir…” deniyor.
1-Valiye şüpheli gördüğü kişiyi 15 gün şehirden atma yetkisi.
2-Valiye toplantı ve gösterileri engelleme yetkisi.
3-Generaller dahil tüm askeri personele karargaha girişte detektörden geçme şartı.
4-Eğer detektör sinyal verirse üst arama şartı.
5-Komutanlara karargahta erbaş ve erlerin özel eşyalarını arama hakkı.
6-Kamuya açık alanlarda 24.00’ten sonra toplantıların yasaklanması.
7-Hava karardıktan sonra valiye toplantı yasaklama hakkı.
8-Tüm şahıs ve kurumlara uygulanan arabuluculuk şartının MİT’e uygulanmaması.
9-Bakanlar ve cumhurbaşkanı yardımcısı ancak cumhurbaşkanının izniyle soruşturulabilecek. Vekillere soruşturma iznini meclis başkanı, generallere, genelkurmay başkanı, bakan yardımcılarına bakanlar, valilere içişleri bakanı izin verecek. Yüksek yargı erkanın hakkında ise soruşturma iznini özel kanunlara göre yetkili kurullar verecek.
10-Savcının izninin alınmadığı acil durumlarda kolluk güçlerine askeri karargahlarda arama yetkisi verildi.
11-Kamudan atılanlar, eski görevlerine dönemeyecek.
12-KHK ile ya da yeni getirilen yasa ile kamudan ihraç edilenler, komisyon kararıyla tekrar kamuya alınan kişiler, eski görevlerine atanmayacak. Asker ve polisler kamudan ihraç edildikten sonra geri alınsalar bile kilit görevlere atanmayacak, araştırma bölümlerine verilecekler.