CHP Merkezefendi Belediye Başkan Adayı Şeniz Doğan, katıldığı televizyon programında net konuştu; “Vatandaş beni bağrına bastı”
Cumhuriyet Halk Partisi Merkezefendi Belediye Başkan Adayı Şeniz Doğan, katıldığı televizyon programında, ön seçimden itibaren yaptığı çalışmalarından ve projelerinden bahsetti.
Seçim tecrübesine dikkat çeken Doğan, “Çok farklı seçim süreçlerinde çalıştım. Bu konuda tecrübemin olduğunu düşünüyorum. 31 Mart’a kadar yoğun bir şekilde çalışmaya devam edip, toplumun her kesimiyle kucaklaşmayı planlıyorum. . Merkezefendi 23 ilden daha büyük. İşimiz kolay değil. Ama her kesimin oyunu alacağımı göreceksiniz” dedi.
24 Haziran Genel seçimleri öncesi Merkezefendi Belediye Meclis üyesi olan Doğan, Merkezefendi’deki mahallelerin sorunlarını bilerek yola çıktıklarını belirtti. Doğan, “Bizler bu yola çıkarken, yapılanları, eksiklikleri, sorunları bilerek çıktık. Önemli olan mahallenin eksiklerini gidermek. Gerçekçi projelerle yola çıktık. Gerçekten ihtiyacı karşılayacak ve bölgeyi rahatlatacak projelerimiz var. Katılımcı belediyecilikten yanayız. Her mahalleye eşit hizmet etmek istiyoruz. 4-4.5 yıldır yapılan hiçbir şey yok. Koca koca binalar var ama içinde ruh yok. İnsanların yüzünü güldürecek projeler önemlidir. İnsanların yüzünü de yaralarına merhem olarak güldürebiliriz” dedi.
Merkezefendi Belediyesi’nin kadınlara ekmek kapısı olacağını belirten Doğan, “Çalışma alanında olan kadınlarımızdan kreş, etüt ve kurs merkezi talepleri geldi. Bizler her mahallede, bu taleplerin yerine getirileeceği sözünü verdik. Kadın istihdamında bu projeler çok önemli. Kurs merkezlerimiz olacak. Ama bu merkezde kadınlarımızın isteklerine ve taleplerine göre kurslarımız açılacak. Yevmiye ile kursumuzu tamamlayacaklar ve Merkezefendi Belediyesi kadınlarımıza ekmek kapısı olacak” ifadelerine yer verdi.
Doğan, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Büyük bir ekonomik kriz var. Kayıtlı olan yüzde 17 civarında ama ben bundan daha fazla olduğunu düşünüyorum. İşsizlik bu kadar fazla iken bina, park, bahçe yapmamızın hiçbir anlamı yok. Biz istihdama dayalı projelerle işsizliği azaltmak, Merkezefendi’yi kalkındırmak için çalışacağız.
Kadın kooperatifi kuracağım. Burada el emeklerini satarak, istihdamı sağlayacağız. Kadının toplumda yeri olsun ve ekonomik özgürlüğünü eline alsın istiyoruz.
Denizlimize baktığımızda Çınar Meydanı gözde bir yer. Ben de oğlumu alışveriş merkezine götürmek yerine kafelere götürüp, insanlarla olmasını sağlıyorum. KAFEDER ile toplantılar yaptığımızda, işletmecilerimizin sorunlarının tamamen çözülebilecek olduğunu; fakat çözülmediğini gördük. Bu sorunların hepsini çözeceğiz. Başkan olduğum takdirde oğlumla yine o sokağa gidip, oturacağım. Mesela, o sokağın güzelleşmesi için ışıklandırma yapılacak. Hatta sokağımızı sanat sokağına çevireceğiz. Gençlerimiz orada ister gitar çalsın. Önemli olan bu sokaklarımızda sanatın üretilmesidir.
Yapısal bir proje varsa, Mimarlar Odasının görüşü alınmalı. Fikir alışverişleri ile proje geliştirilmeli. Odalarımızdan kimin alanı ise ortak akıl yürüterek, onların da projelerde söz sahibi olmasını sağlayarak düzeni değiştireceğiz.
Projeleri vaat etmek çok kolay. Önemli olan, yapabileceğimiz, o insanlara dokunabileceğimiz projeleri anlatmak. Yoksa herkes, söz de her şeyi yapar.
Çok güzel tepkiler alıyorum. Gücüme güç katıyor, motive ile çalışmalarıma daha çok hız veriyorum. Tabii ki rehavete kapılmadan çalışıyoruz. Oylarını güvenerek bana vereceklerini söylüyorlar. Merkezefendi’de kadın aday çok güzel bir enerji yarattı. Sadece kadınlarımız değil; erkek arkadaşlarımız da “Neden olmasın, değişim, kadın eli mutlaka olmalı” diyor. Vatandaş artık değişim istiyor.
Yurtdışı seyahatlerimde şehirlerin dokularını inceledim. Büyükşehir adı altında büyükşehir olmuyorsunuz. Kent dokusunu insanlarla buluşturmak gerekiyor. Fiziki sıkıntılar çözüldükten sonra aşağı mahallelerimizi kültür ve sanatla da buluşturmak istiyorum. Örneğin Londra’da gözlemlediklerimi, Denizli’ye de yansıtarak, ilçemizi daha güzel bir hale getirmemiz gerekiyor.
Denizli Ege’nin incisi. Fakat, Merkezefendi ilçemizin bazı mahallelerinde kadınımız okuma yazma bilmiyor. Çınar’a kendi başına çıkmıyor, çocuğum gitsin diyor. Bu kadınlarımızın aydınlanmasını sağlayacağız. Toplumun temeli ailedir ve ailenin aydınlanmasını anne, kadın sağlar.
Alanda çalışırken, vatandaşlarımız benim samimiyetimin farkında. Yapmacık değilim, yapmacık olamıyorum ve bunu anlıyorlar. Bu enerjim karşı tarafa geçtiği için vatandaş beni bağrına bastı. 31 Mart günü verdikleri oyların hiçbirisi heba olamayacak. Bunu 1 Nisan gününden itibaren görecekler. Artık Merkezefendi’de vatandaşlarının yüzleri gülecek. Mart’ın sonu bahar!”