enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,7451
EURO
36,5995
ALTIN
2.957,36
BIST
9.886,05
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli
Çok Bulutlu
15°C
Denizli
15°C
Çok Bulutlu
Perşembe Çok Bulutlu
14°C
Cuma Yağmurlu
16°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Ailelerin merak ettiği soru cevap buldu..’Kardeş Bekleyen Çocuğa Nasıl Davranılmalı?’

Ailelerin merak ettiği soru cevap buldu..’Kardeş Bekleyen Çocuğa Nasıl Davranılmalı?’
11.10.2021
A+
A-

Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Gülşah Özcan, kardeş bekleyen çocuğa nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili tüm merak edilenleri Horoz Gazetesi muhabirine yanıtladı. Uzman Klinik Psikolog Özcan, “Çocukta olsa karşınızda bir birey olduğunu unutmayın, çocuğunuzla göz hizasına gelerek bir yetişkin gibi konuşmalı ve her duygunun geçici olduğunu unutmamalıyız” dedi.

Ebeveynlerin en büyük kaygısının acaba çocuğum yeni bebeğimizi kıskanır mı düşüncesi olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Gülşah Özcan, “Her duygu gibi kıskançlıkta bir duygu nasıl mutluluk- öfke birer duyguysa ve sonrasında bir şekilde sonlanıyorsa kıskançlığında yaşanma ve bitme süreci var. Ve her bir birey bu duyguyu yaşar. Ebeveynlerin ya çocuğum yeni bebeğimizi kıskanırsa, kabul etmek istemezse ve zarar verirse şeklinde endişeler güdüyor. Ebeveynlerin bu kaygısı, çocukta da ‘demek ki burada olumsuz bir durum var ve bu durumda kaygılanmak gerekiyor’ şeklinde algılanıyor ve çocuk gerçekten kaygılanmaya başlıyor. Durum böyle olunca işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Önemli olan burada ebeveynlerin çocuğunu tanıyor olabilmesi, ona göre sağlıklı iletişimler kurabilmesi yani çocuğunun her duygusunu kabul etmeli ona göre iletişime geçilmeli” dedi.

Peki sağlıklı bir iletişim nasıl sağlanır konusunda bilgiler veren Psikolog Gülşah Özcan: “Risk tetkiklerinin yapılarak olumlu sonuçların alındığı ve doğumun kesinleştiği aylardan sonra çocuğa bu haberi vermek daha yararlıdır. Bunun için ilk dört ay kritik bir dönem olduğu içim çocukla paylaşılmaması önerilir. Ancak aile, çocuğa açıklamadan önce çocuk çevreden duyup ailesine sorular sorarsa yalan söylemeyip durumu anlatmak gerekir. Diğer yandan güven duygusunun zedelenmemesi için çocuğu annedeki fiziksel değişiklikleri fark etmeden önce bilgilendirmek gerekir. Peki bundan sonraki zamana diliminde ne yapmak, nasıl davranmak gerekir? Kardeş olacağı zaman başta çocuğun sürece hazırlanması gerekir. Bütün süreçleri paylaşmakta bu hazırlık aşamasında önemlidir. Yani kardeşi olacağını, cinsiyetini, onunla birlikte neler yapabileceklerini, olduktan sonra nelerle karşılaşacaklarını anlatma, çocuğun bir bir bilgilendirilmesi ve sürece en başta hazırlanması çok kıymetlidir. Yeni kardeşin geleceğini, çocuğumuzu kucağımıza alarak ya da biraz daha büyük yaştaysa göz hizasına gelecek şekilde eğilerek söylemek gerekir. Çocuklara yeni bir kardeşi olacağını anlatmak bazen sanıldığından daha zor olabilir. Çocuk, anne ve babasının ilgisinin artık kendisinde değil de kardeşinde yoğunlaşacağını düşündüğünden kardeşini kabul etmekte zorlanabilir. Çocuğun duygusunu anlamaya çalışmak ve sen ne düşünüyorsun şeklinde sormak, onun fikirlerine de değer verdiğinizi hissettirecektir. Çocuğun bu durum karşısında soruları, endişeleri ve kaygıları olabilir, bu sorulara ve duygulara hazırlıklı olmak gerekir. Bu cevaplar çocuğunuzun yaşına uygun ve bir birey olduğunu unutmadan verilmelidir. Cevabını veremeyeceğiniz sorularda “bunu araştıracağım ve öğrenince seni de bilgilendireceğim” şeklinde çocuk bilgilendirilmelidir.”

Gülşah Özcan, konuşmasının devamında, “5-8 yaş arasında ise çocuklar, ailede bebek doğduktan sonra da değerli hissedeceklerinden emin olmak isterler. Onlara değerli hissetmeleri için büyük olmanın avantajlarını (Top oynayabilirsin, parka gidebilirsin…) anlatabilirsiniz. Bebeğin gelişiyle ilgili eğlenceli aktivitelerde (Oda süslemek, alışverişe çıkmak) onlara da yer verebilirsiniz. Bebek geldikten sonra da mutlu yuvanızın devam edeceğini belirtmek önemli olsa da kelimelerden ve anlatımlardan daha önemlisi evin içinde yaşanan duygulardır. Akıllarında “Şimdi bana ne olacak?” ve “Acaba beni sevmedikleri için mi bebek geliyor?” gibi sorular vardır. Bu sorulara duygusal olarak cevap verebilmek, hamilelik süreci zor olsa da çocuğa güven ve bağlanma gibi temel ihtiyaçlarını bu zorlu süreçte de aksatmadan verebilmek önemlidir. Ebeveynlerin kardeşe hazır olmadığını düşündüklerinde çocuğa karşı duydukları suçluluk (Bebeği hiç sevmeyeceğiz.), ya da aksine çocuğu büyük gibi davranmadığı için suçlamaları (Kocaman abisin) bu süreçte yanlış baş etme yöntemleri olabilir. Yine annenin hamilelik döneminde yaşadığı bulantı, kusma gibi sıkıntıları, ya da çocuğu kucağına alamamasını doğacak kardeşine bağlaması çocukta kardeşe dair olumsuz inançlara ve anneye dair kaygılara neden olabilir. Böyle bir durumda annenin sağlıklı ve doktor kontrolü altında güvende olduğunu belirtmesi çocuğun yaşadığı kaygı ile baş etmesinde yardımcı olur” dedi.

YENİ BEBEK ÇOCUKLARA NASIL SÖYLENMELİ?

Konuşma çocuğun kendini huzurlu hissettiği, sakin ve çok fazla yabancı insanın bulunmadığı bir ortamda yapılmalı. Konuşmada kurulan cümlelere, ses tonuna ve tavırlara dikkat edilmeli. Anne ve baba ne kadar rahat olursa çocuk da o kadar rahat olur. Çocuk, anne ve babasında endişe sezerse bu durumun kendisi için de endişe yaratıcı bir şey olduğunu düşünüp tepki gösterir.

KONUŞMA ŞEKLİMİZ VE TAVRIMIZ NASIL OLMALI?

Basit bir dille çocuğa evde yaşanacak değişimler anlatılmalı, çocuğun sorduğu sorular sabırla yanıtlanmalıdır. Soyut kavramlara çok değinmemek gerekir. İyi niyetle söylenmiş “seni de onun kadar seveceğiz, sen ilk göz ağrımızsın” tarzında cümleler çocukta soru işaretlerine neden olup, bu da kardeşine olan rekabet hissini tetikleyebilir. Olanları somutlaştırıp, anlamasını kolaylaştırmak için çocuğun bebeklik fotoğrafları gösterilerek 0 dönemlerden bahsedilebilir. Öte yandan çocuğun duygu ifadesi çok önemlidir. Bu nedenle, olumlu ya da olumsuz, duygularını ifade etmesine olanak sağlamak gerekir. Ona bir oyun arkadaşı geleceğini söylemek ise sonraki süreçte sıkıntı yaratabilir. Doğduğunda çok ufak ve kırılgan olan kardeşiyle oynayamadığını görmek, onda hayal kırıklığı yaratabilir. Ebeveynlerin de çocuğun tepkisiyle ilgili beklentileri önemlidir. Ailenin ilgi odağı olarak bu halinden memnun bir çocuğun annesini paylaşacağı bir kardeşinin dünyaya geleceğini öğrenmesi çok sevindirici olmayabilir.

KARDEŞ KONUSUNDA ÇOCUKLARIN FİKRİ SORULMALI MI?

Yeni bir çocuk dünyaya getirmek aslen anne babanın vermesi gereken bir karardır. Bazen çocuklar oyun arkadaşı istedikleri için anne babalarına kardeş yapmaları konusunda ısrarcı davranabilir. Fakat anne-baba yeni çocuğa hazır değildir. Bu gibi durumlarda sırf çocuk ısrar ediyor diye yeni bir çocuk dünyaya getirmek doğru olmaz. Bu süreci ailenin istiyor ve göze alıyor olması önemlidir. Aynı şekilde çocuğun yeni kardeş istemiyor olması da anne ve babanın alacağı kararı tamamen etkilememelidir. Tabi ki bu durumu göz önünde bulundurmak önemli ama kararın merkezi haline getirmemek gerekir.

ÇOCUK KARDEŞ İSTEMİYORSA NE YAPMALI?

Öncelikle bu durumu anlayışla karşıladıklarını, çocuğun duygusunu anladıklarını hissettirilmeli. Ve istememe nedenleri hakkında konuşulmalı Bir kardeşe sahip olmanın olumlu olumsuz yanları anlatılıp bu süreci sindirmek için çocuğa zaman tanınmalıdır.

KISKANÇLIK KONUSUNDA NELER YAPILABİLİR?

Bütün ihtiyaçları ebeveynleri tarafından karşılanan ve evin çocuğu olarak ilgi ve sevgiyi üzerinde toplayan çocuğun, yeni bir bebekten sonra kendisine olan bu ilginin azalacağı ve sevginin paylaşılacağı düşüncesiyle kardeşini kıskanması doğaldır. Kardeşi doğduktan sonra ani değişimler yasayan çocuk, bunların nedenini kardeşinin doğumuna bağlar. Bu durum yeni üyeye yönelik kızgınlık duymasına neden olur. O yüzden çocuğun hayatında oluşabilecek değişikliklere bebek doğmadan başlamak gerekir. Annenin, çocuğun normalde karşıladığı bazı ihtiyaçlarını hamilelik döneminde baba ya da ailedeki başka bir üye devralmalıdır. Örneğin günlük park gezilerini babanın yaptırması gibi. Böylece bebeğin doğumundan sonra yoğun bir şekilde onun bakımıyla ilgilenen anne, büyük çocuğun üstünden ellerini birden çekmemiş olur. Aynı şekilde baba küçük bebekle vakit geçirdiğinde anne büyük çocuk ile ilgilenebilir.

KARDEŞİNE ZARAR VERİRSE NE YAPILMALI?

Anne babaların fark etmesi gereken önemli nokta şudur: çocuğun öfke duyduğu kişi aslında yeni doğan kardeşi değil, Çoğunlukla artık ona eskisi gibi davranmadıklarını düşündüğü anne babasıdır. Ama çocuk bu öfkeyi, ona değişimlerin somut kaynağıymış gibi gözüken kardeşine yansıtır. O yüzden çocuğun bu davranışları önlenmek isteniyorsa aşırı tepki göstermeyip bu konudaki olumsuz duygularını ifade etmesine izin verilmeli. Aşırı tepki göstermek hem çocuğun öfkesini arttıracak hem de daha sonrasında bunu ilgi çekme amaçlı kullanmasına neden olacaktır. Örneğin 5 yasından küçük çocuklar zarar verdiklerinin çok da bilincinde değildir. O nedenle çocuğun kardeşine uyguladığı ve anne babanın ise şiddet gibi gördüğü bir tutum çocuk acısından merakını gidermek için kardeşiyle uğraşması ve onu incelemesi şeklinde bir durum olabilir. Ancak yine de zarar görmemeleri için mümkün olduğunca küçük yaşlardaki kardeşleri beraber olduklarında gözetimden uzak tutmamak yararlı olacaktır. Annenin ve babanın yapması gereken, hamileliği ve doğacak bebeği her zaman pozitif bir duyguyla çocuğa aktarabilmelidir. Ebeveynlerin doğru tutumu sergilemek adına zorlandığı bu gibi kritik durumlarda bir uzmandan destek olmaları da önemlidir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.