Kalbiniz romantik anlarınızda kullandığınız değerli bir organ iken; yaşamsal faaliyetlerimiz için diğer organlarımız kadar değer taşır. Değer taşıyan varlıklar ise korunmayı ve özeni gerektirir. Kimi zaman vücudumuzun hayatımızda ki değerini göz ardı ediyoruz ve sağlığımızı tehlikeye sokacak belirtileri doktora göstermeyi ihmal ediyoruz.
Kalbimizde bu durumdan nasibini alabiliyor. Basit bir boğaz enfeksiyonu ile başlayan ancak 3 hafta sonra tedavi edilmemesi sonucu akut romatizmal ateş (ARA) tablosu ile oluşabilme riskini barındırıyor. Toplu halde yaşanan okul, yurt, askeri birlik gibi yerlerde bu enfeksiyon yaygın ve çok ağır şekilde seyrettiğinden, bu yerlerdeki yetersiz tedavi akut romatizmal ateşin gelişmesi ihtimalini artırıyor. Memorial Dicle Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serkan Akdağ, akut romatizmal ateş hakkında bilgi verdi.
Endüstrileşmiş ülkelerdeki erken tanı ve yeterli tedaviler sayesinde akut romatizmal ateşin gelişme olasılığı ve buna bağlı kalp kapak hastalıkları eskiye oranla oldukça azalmış durumda iken gelişmekte olan ülkelerde bu durum halen önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Akut romatizmal ateş tablosunun en sık görülen bulgusu büyük eklemlerdeki ağrı, şişlik ve kızarıklıktan oluşan artrit tablosudur. Oldukça ağrılı seyreden bu eklem tutulması tablosu genellikle hastalık kalıntısı bırakmadan iyileşmekle beraber bazı olgularda kalp ve beyin tutulması sonrası kalıcı hasar bırakabilir.
[box type=”info” ]
Kalp tutulumu tüm akut romatizmal ateş geçiren hastaların %50 kadarında görülür ve kalp tutulumu gelişen hastaların da yaklaşık olarak %70’inde ileri yıllarda daha da belirginleşerek kalp kapak hasarları ortaya çıkarır. Enfeksiyonun görülme yaşları genellikle çocukluk dönemidir (5-15 yaşları arasında). Erken dönemdeki sıkıntılar geçtikten sonra hastaların uzun bir süre herhangi bir şikayeti olmaz. Kapak harabiyetine bağlı nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı gibi şikayetler 20-40 yaş arası ortaya çıkmaya başlar. Hastalık oldukça yavaş ilerleyen bir karaktere sahiptir. Ancak sık tekrarlayan boğaz enfeksiyonu atakları hastalığın seyrini hızlandırıp daha erken yaşlarda şikayetlerin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu önemli nokta hastaları, sık hastalanmadan korumanın gerekliliğini ortaya koymuştur. Tüm dünyada uygulanan en önemli korunma yöntemi 2 günde bir uygulanan koruyucu iğnelerdir. Bu, tedavinin şekli, dozu ve uygulanma süresi ise pek çok faktörün birlikte değerlendirilmesi sonrası hekim tarafından kararlaştırılan bir durumdur.
Eren tanının her zaman kurtarıcı bir faktör olduğu gerçek. Kalp romatizması içinde tabiki aynı durum geçerli. Çocukluk çağlarındaki boğaz enfeksiyonlarının erken tanı ve yeterli tedavisi, toplu yaşanan yerlerde yeterli korunma önlemlerinin alınması, akut romatizmal ateşin gelişme ihtimalini azaltacaktır. Akut romatizmal ateşe yakalanan hastalarda erken tanı ve tedavi, uygun süre ve dozda yapılacak olan koruyucu tedaviler, kontrol amaçlı yıllık ekokardiyografi takibi ileride gelişebilecek olan kapak harabiyetinin gelişme oranını ve erkenden kapak hasarına bağlı müdahale gereksinimini en aza indirecektir.