enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli
Az Bulutlu
9°C
Denizli
9°C
Az Bulutlu
Pazartesi Açık
10°C
Salı Parçalı Bulutlu
14°C
Çarşamba Açık
15°C
Perşembe Açık
17°C

Kanserde Erken Tanı Önemli

Kanserde Erken Tanı Önemli
20.08.2017
A+
A-

Türkiye’de meme kanserinin görülme yaşının 40’lı yaşlara kadar indiğini belirten Prof. Dr. Hakan Akça, meme kanserinden değil ileri evrede başvurmaktan korkmak gerektiğini söyledi.

Pamukkale Üniversitesi’nde kanser alanında yapılan tarama çeşitleri, genler ve gen analizleri, tedavi gibi süreçler Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı ve Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Akça ve Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gamze Gökoz Doğu tarafından ele alındı. Meme kanserinden korkmamak gerektiğini belirterek açıklama yapan Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Akça, “Bugün için meme kanserinden değil, ileri evrede başvurmaktan korkmalıyız. Düzenli taramalarla erken saptandığında tedavi şansının oldukça yüksek olduğu unutulmamalı. 40 yaştan itibaren yıllık mamografi yapılmalı, onun dışında serviks kanseri için 21 yaş, kolon için 50 yaş, prostat için 40 yaşından önce, akciğer için de 50 yaştan itibaren mutlaka düzenli tarama yapılmalıdır” dedi.

En sık görülen meme kanseri

Kadınlarda en sık görülen kanser tipinin meme kanseri olduğunu belirten Prof. Dr. Akça, “Yurtdışına kıyasla Türkiye’de görülme yaşı 40’lı yaşlara kadar inmiştir. Kanseri bir kontrolsüz hücre çoğalması olarak tanımlayabiliriz. Normalde DNA’larımızda dengede olan bazı genlerin yapılarında değişiklik oluşması sonucunda bireyler kansere yatkın hale gelebiliyor. Yapılan çalışmalar daha çok kanserin erken teşhisine yönelik olduğu için, kanserin oluşumundan önce bireyin yatkınlığını saptamak ve ileri aşamalara geçmeden tedaviye başlamak açısından önemlidir” diye konuştu. Akça, “Meme kanserinde kanser riskini oluşturan genlerden en önemlileri BRCA1 ve BRCA2’dir. Bu genlerde oluşan mutasyonlar kanser riskini normal bireye göre %60-80 oranında artırmaktadır dolayısıyla bu genlerdeki mutasyonların saptanması ileri yaşlarda oluşacak meme kanser riskini ortaya koyar” diyerek sözlerini tamamladı.

40 yaşından sonra yıllık öneriyoruz

Klinik olarak mamografi yapılmadan önce, tarama testleri ile yaklaşık iki yıl öncesine kadar kitle tespiti yapılabildiğini ifade eden Akça, “Bu erken evre demek olduğu için ve sağ kalım avantajı sağladığı için çok önemlidir. Yapılan çalışmalar vakaların üçte birinin tarama ile tespit edildiğini gösteriyor, yani tarama bu aşamada altın değerinde. Büyük oranda mamografi ile meme kanseri taraması yapılıyor. 40 yaşından sonra yıllık öneriyoruz. Yıllık yapılan tarama ile son çalışmalarda iki yıllık arasında %34 arası bir avantaj olduğu gösterildi ve bu rakam oldukça büyük bir oran” dedi.

Kansere yakalanma riski

Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gamze Gököz Doğu ise, “Meme kanseri, kolorektal kanser, prostat kanseri, serviks kanseri ve ayrıca 50 yaş üzerinde riskli bireylerde akciğer kanseri için tarama yapılması gerekmektedir” dedi. Kanserde genetik faktörlerin etkisi ve kimlerin risk altında olduğu konusuna değinen Gököz Doğu, “Bu yöndeki yanılsama şu şekilde; kanser DNA’daki genlerde oluşan değişiklikler sonucu oluştuğu için kalıtsal olduğu düşünülüyor ama tamamen kalıtsal demek doğru değil, kanser çok adımlı bir süreç. Yani bir gendeki değişiklik direkt kansere neden olmuyor. Aile öyküsünde kanserin olması kansere yatkınlığı arttırıyor ama aileden bu genleri aldığımız için kansere yakalandık anlamına gelmiyor. O yüzden “kansere yatkınlık” olarak bakmak daha doğru. Yani bu genlerdeki bozuklukların yeni nesillere ne derece aktarıldığı ve bunun sonucunda da kansere yakalanma riskinin ne kadar yüksek olduğu önemli” diye konuştu.

Kimler bu analizi yaptırabilir?

Doç. Dr. Gamze Gökoz Doğu, aile öyküsü olup, ciddi yatkınlık taşıyan hastaların öncelikli hedef alındığını belirterek, “45 yaş altı ise ailede erkek meme kanseri varsa, over kanseri öyküsü varsa, 50 yaş altında olup ailede bir ya da fazla prostat, pankreas kanseri öyküsü varsa, bir kişiden birden fazla iki ayrı meme kanser öyküsü varsa ve 60 yaş altı 3lü negatif moleküler tipteki meme kanserinde, bu kişiler genetik test için yönlendiriliyor. Merkezimizde Tıbbi Genetik Anabilim Dalı bu testleri ücretsiz yapmakta olup, yurtdışındaki ülkelerde maliyeti oldukça yüksek. Çok girişimsel olmayan, bir kan alımı yardımıyla zahmetsiz şekilde yapılabiliyor. Ancak incelenen bu genler oldukça büyük genler olduğu için analizleri haftalar alıyor, hemen sonuç verilemiyor” dedi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.